Reader Follow Recommendations
Kafası güzel Johnny çok Tatlıydı :)))
Johnny halsiz bir sesle, "Gördün mü, anne?” diye sordu. “O benim bebeklerimi doğuracak...” Yüzümü bulana kadar başını iki yana çevirdi Sonra da gülümsedi “Bebeklerimi doğuracaksın, değil mi?”
Güm Güm :)))
“O bir nehir,” diye iç geçirdim gözlerimi kapatırken. “Onu bırakmayacağım, baba.”
“Tamam, oğlum,” dedi yatıştırmaya çalışarak. “Bırakma onu." “Kalbimi yerinden öyle bir oynatıyor ki yani böyle...”
“Gerçekten mi?"
“Çok fena, baba,” diye iç geçirdim. “Güm, güm. Lanet olası güm diye atıyor kalbim.” Başımı iki yana salladım. “Sürekli böyle.”
Eğer duygular birer nesneyse, büyük bir uçurumun kenarında yürüyordum. Eğer kızlar birer silahsa, Shannon Lynch kalbimin karşı karşıya kaldığı en büyük kitle imha silahıydı.
Çünkü boku yemiştim.
Artık inkâr etme zahmetine girmiyordum.
Bir anlamı yoktu.
Ben sevilecek biri değilim. Bu bir gerçek. Kısa ve öz.”
“Bu saçmalık,” diye homurdandı Johnny. “Sen sevilmeyecek biri değilsin.”
“Saçmalık değil,” diye karşı çıktım. "Sevilmeyecek biriyim."
"Ben seni seviyorum,” dedi hiç tereddüt etmeden.
Eh, ben de sana aşığım, Johnny Kavanagh!
Gidiyor olsan bile.
Aynı şekilde hissetmesen de.
Seni sevmek kalbimi kıracak olsa da.
Seni her şeyimle seviyorum.
Muhtemelen hep seveceğim.
Ardından dikkatini hâlâ elinde tuttuğu deftere verip bir dakika içinde bana geri verecek şekilde içine hararetle bir şeyler karaladı.
“Ne dersin?” diye sordu sırıtarak.
Sayfaya baktığımda kahkahayı bastım.
Düzgün büyük harflerle yazılmış kelimeler vardı.
Nehir gibi Shannon, lütfen benim arkadaşım olur musun?
Dış Merkez... Bu sensin, değil mi?” diye sordum. “On üç numara?”
Johnny başıyla onayladı.
“Bazıları için uğursuzluk getiren bir numara," dedim.
“Benim için değil,” diye sıntarak karşılık verdi.
Lanet olası aklımı kaybediyorum, Gibs."
“Hayır, aklın hâlâ yerinde,” dedi kıkırdayarak. Sonra omzumu sıvazladı. "Kaybettiğin şey kalbin, dostum.”