"Hadım edilmiş kelimelerden evlatlar umuyorsunuz.
Yalnız kalacaksınız..." diyor Tufan. Ağzından damlayan bal olsun ah o kelimeler Tufan...
Annemin itinayla muhafaza etmesinin yanı sıra depremin kardeşlerini hunharca katlettiği, İran'dan Ağrı'ya sükûnetle armağan edilmiş(!), kuyruğunda çiçekler açmış kuğu dansı motifli kahve fincanına eşlik eden sade ve köpüklü, Tarık Tufan aromalı metaforlar...
Benim gibi gözünü tuzlu suya bulamaya meyyâl kişiler için tavsiye edilesi. Bol yakarmalı, bol sitemli, bol iç sesle muhabbetli; arada öfke nöbetlerini devreye sokmalı, karşıda müebbet rozetli hükümlü varmışçasına saymalı sövmeli, birkaç saniye sonrası: "Ne yapıyorum ben ya, delirdim mi acaba!" demeli, geçmişle hesaplaşmalı, bahtla dertleşmeli, kaderle Yasemin'in penceresinden atlamalı bir kitap... Kısacası: Okuyun!