6 Mart 1927’de Kolombiya’da dünyaya gelen Marquez büyülü gerçeklik dendiğinde akla ilk gelenlerdendir. Franz Kafka’nın Dönüşüm adlı eserinden esinlenerek büyülü gerçeklik akımında eserler vermeye başlamıştır. 1982’de Nobel Ödülü’ne layık görülen yazar en çok Yüzyıllık Yalnızlık eseriyle bilinmesine rağmen tüm eserlerinde mükemmel bir başarı sergilemiştir. 17 Nisan 2014’te Meksika’da hayata gözlerini yummuştur.
.
.
.
Albaya Mektup Yok kitabı yoksulluk içindeki bir albayın askerlik dönemlerinden kalma hak ettiği paranın gelmesini beklemesini anlatıyor.
.
.
.
Marquez’in anlatımın ne kadar çarpıcı olduğunu bu kitabında bir kez daha anladım. Kitabın başlarında sebebini bilmememe rağmen postacının ilk kez “Albaya mektup yok” demesiyle, sanki ben mektup bekliyormuşum da gelmemiş gibi hissettim. Yaşadığım hayal kırıklığı belki de albayınkiyle eşdeğerdi. Böyle hissetmemin başlıca nedeni tabii ki Marquez’in anlatım yeteneğiydi. Kitap boyunca kah albayın üzüntüsünü, ümitsizliğini, kırılmışlığını paylaştım kah umudunu. Sonunda mektubun gelip gelmemesi önemli değildi; hem albay için hem benim için önemli olan beklemekti, umut etmekti. Kısa ama güzel etkili bir kitap okumak istiyorum diyorsanız size tavsiye edebileceğim mükemmel bir kitaptır Albaya Mektup Yok.