Kitabın arkasına ne güzel yazmışlar " Vicdanlara seslenen bir hikaye " diye. O kadar doğru ki. Evet , kitap bitti ama ben de bittim. Sonunda öyle bir ağladım ki ve inanır mısınız bu benim ağladığım ilk kitap... Belki daha çok gencim ve birçok önemli eseri okumadım ama çok çabuk duygulanan biri olarak söyleyebilirim ki bu kitap en duygusuz insanı bile ağlatır.
İçim içime sığmıyor sanki... O kadar donuk bir ifadeyle yazıyorum ki bu cümleleri... Ne desem boş ne düşünsem gereksiz. Ölümden başka çare var mı ki? Neden sadece kitaplardan , şarkılardan , dizilerden ya da filmlerden anlıyoruz bu gerçeği? Ah , biz neden hayatımıza dahil edemiyoruz bu cümleyi.
Belki bir kitap incelemesi değil ama bu cümleler ilerleyen yıllarda geçmişe dönüp baktığımda ne hissettiğimi anlamam için , bu cümleler bir kızın hikâyesine ortak olmanın verdiği o huzur ve acı için , bu cümleler eli kolu bağlı bir insanın yapabildiği en fazla şey olduğu için kuruldular.
" Kelimelerden hem nefret ediyorum hem de çok seviyorum " derken ne kadar haklıymışsın Liesel Meminger... Kelimeler içimizden gelenler ama karşımızdakiler anlamadıkça geri dönenler...
Her zaman bu kitabı , Liesel'i , Hans ve Rosa'yı , Rudy'yi , Max'i ve Ilsa Herman'ı hatırlayacağıma söz veriyorum. Savaşları durduramam ama iyi bir eğitim almış biri olarak en azından savaşı başlatan o cahillerden biri olmamayı seçebilirim...
Kitap HırsızıMarkus Zusak · Martı Yayınları · 202112.6k okunma
Ben bu kitaba inceleme bile yazamam ki... O nasıl bir sondu. Okurken kendimi dişledim,sıktım,öyle bir gerildim ki. Son 8-10 bölüm boyunca diken üstündeydim. Daha önce hiç bir kitabın içine bu kadar girmemiş ve gerilmemiştim. Gerçek bir başyapıt. Şu an hâlâ çok gerginim ( evde çok şükür yalnız değildim yoksa gecenin bu saatinde bu kitapla kafayı yerdim , şu anda pek normal değilim ama olsun ) ve hâlâ kitabın içinde gibiyim...
Tüm bildiğim şuydu: O an bedenimde, o yatakta kapana kısılmıştım. Ama gözlerimdeki camlardan, parmaklıkların arkasından bakarken bile bu tutsaklığın sonsuza dek sürmeyeceğini biliyordum.
" Bence kötü çocuklar büyüyünce kötü yetişkinler haline geliyor ve ben, onlardan biri öldüğü için kendimi üzgün hissetmek zorunda olmaktan nefret ediyorum. "
" Ama kız ele falan geçirilmedi. " dedim bağırarak.
"O zaman vampirdir. " diye karşılık verdi o da.
" Vampir de değil! "
" Kurt adam olsun onlar da popüler! "
" KURT ADAM DEĞİL. "
" SENİ SEVİYORUM! " diye bağırıp kapıyı kapadı.
"Giles mı? "
Daniel başını üzgün bir şekilde salladı. " Seni Buffy'i izlemeye ikna edemedim bir türlü. Bu çok büyük bir eksiklik Mara. "
"Listeye ekledim. "