Ne derseniz deyin, Tanrı'nın pek bir şeyi kalmamış, insanlar her şeyini almışlar ve kendi "benim"leri, "senin"leri haline getirmişler. Birileri çıkıp daha fazla istediği için, Tanrı, güneşini bile herkese eşit dağıtamıyor.
Bacaklarımızı saran bir örtü, ayaklarımızı ağırlaştıran ayak kılıfları olmadığı için yaban atları gibi koşturabildiğimize, kafamızdaki örtü düşecek mi diye kaygı çekmediğimize sevinmeliyiz. Beyaz adam budala ve kördür. Gerçek mutluluğa karşı sağırdır ve bu utancını gizlemek için kat kat örtünmesi gerekir.
Tarihi yaşarken değil, yazarken de yaratıyoruz. Politikanın politikacılara bırakılmayacak kadar önemli bir iş olduğu gibi, geçmişin anlaşılması işini de hiçbir zaman başkalarına terk etmemeli.