Türklük bir ülkenin vatandaşlık tanımı değildir. Binlerce yıllık mazinin, kaynağı, yolu, kültürü, dili, babası belli bir milletin adıdır. Mevcut bütün haklarını, bedelini ödeyerek, felâketlere, katliamlara, savaşlara, belalara göğüs gererek kazanmıştır. Kaybettiği her şeyi ihanetle, hileyle, arkadan vurularak kaybetmiştir. Dünyanın ve tarihin birçok sefil halkına vatan vermiş, birçok vatansız topluluğun karnını doyurmuş, yüzlerce aciz etnik topluma merhamet göstermiştir.
Yüz yaşında bile olmayan yasalar, kanunlar, millet meclisi hükümleri ne derse desin "Türk" bir millet adıdır ve sadece bir vatandaşlık hukukunu değil, binlerce yıllık bir maziyi ve birikimi de ifade eder
Devletler kim tarafından kurulursa kurulsun, kurucu olan milletin adıyla anılır. Anadolu'ya biz ne dersek diyelim, hangi hanedan tarafından yönetilirse yönetilsin, 1000 yıldır bütün dünya tarihi 'Türkiye" diye anmaktadır.
Bir kimsenin babasından kalan malı, miras olarak devralması ne kadar doğal bir haksa, ecdadından kalan meselelere sahip çıkması da o kadar doğal haktır
Vatansız kalanlar sana sığındı,
Esiri misafir gibi besledin;
Kalbine merhamet, kinden yakındı.
Bu düşman, bu dinsiz, nankör demedin!
Esir silahlandı, dilenci doydu,
Hainler ordusu birden üredi
Baktığın hastalar gözünü oydu,
Ettiğin iyilikten yılan türedi!
Kimse görmemişken senden kötülük,
Kötülük etmeyen kimse kalmadı,
Fırsat buldun mu? kaçırma ey Türk!..
Siyaset ilminin fırsattır adı..
Arapların, emperyalist subaylar tarafından uydurulmuş uydurma devletinde Osmanlı idaresinden sonra huzuru yeniden tattığı tek dönem, yine bir osmanlı olan Edip Çiçekli adında bir subayın darbeyle iktidarı elinde tuttuğu sadece 5 yıllık dönemdir
Arap isyanının liderleri, özgürlük peşinde olsalar, derme çatma ülkelerini İngiliz ve Fransızlar pay ederken de Türklere karşı gösterdikleri vahşiliklere başvururlardı
Biz, Türk yurdunda Türk hâkimiyeti istiyoruz. Yabancı milletlerin, kendi değerlerine ve ihtiyaçlarına göre düzenlediği yasalara ihtiyacımız yok. Kendi ihtiyaçlarımıza cevap veren ve varlığımızı devam ettirmenin yegâne yolu olan kendi yasalarımızla hukukumuzu belirlemek istiyoruz.
Dünyada hiçbir nesne, zorlamaya ve zorla değiştirilmeye Türk kadar direnç göstermiş olamaz. Kangren olmuş hastaların uzuvlarını feda etmesi bile Türk'ün fedakârlıklarıyla ölçülemeyecek şeylerdir. Bu fedakârlıklar karşılığında devlet olmuş ve yeryü-zünde hiçbir milletin bir devlet karşılığında yapamayacağı fedakârlığı gönüllü olarak yapmış milletin, öz yurdunda özü gibi yaşaması en doğal hakkıdır.
Türk ahlâkı ve kültürü, çağın gereklerine cevap vermekle birlikte, gelecek çağlara da hitap edecek kadar sağlam bir yapıdır. Türkçe de küfür kelimesi bulunmaması ve bugün kullanılan küfürlerin tamamının Farsça olması buna örnektir
Dünyanın kanını içenler için atom bombası bile Türk birliğinden daha büyük bir tehdit değildir.
Türk'ün yedi devletinin bir araya gelmesi bir yana, yedi Türk'ün bir araya gelmesi bile onlar için tehdittir. Oysa milli kalkınmanın ilk şartı milli birliktir