Sabina Kazımova

Sabina Kazımova
@Sabinas_diary
Filologiya
ADU
Bakı
Bakı, 16 September 1995
53 reader point
Joined on March 2022
Sabitlenmiş gönderi
Vasif Zahidov - "Əkiz"
Sevgi və Nifrət. «Ekiz» paradoksu bir daha sübut etmişdi ki, sevgi ilə nifrət yanbayan durur, birgə addımlayır və birgə yaşayır, nəfəs alırlar. Aralarında heç bircə addım məsafə də olmur. Bircə qarış belə boş yer qalmır. Eyni ilə ana bətnində olan ekiz bacılar kimi. Sevgi və Nifrət.
Reklam
286 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Qış Gecəsi
Qış GecəsiSalam Qadirzade
8.4/10 · 209 reads

Reader Follow Recommendations

See All
İşte bir aydır bu halkın içinde, bu şehrin her tarafını gezmek şartıyla söylüyorum: İstanbul'da hayat yok. Diye bilirim ki oradaki halk yaşamıyor, gaflet ve miskinlik içinde uyuşmuş, yalnız bitkisel hayat sürüyor. İşin komik tarafı, eğer İstanbul halkı hayattan ve eğlenceden mahrum olduklarını bilseler, şikâyet etseler, insan tahammül eder. Halbuki orada herkeste "yaşıyoruz ve eğleniyoruz" fikri mevcut ki işte beni ağlatacak kadar güldüren de budur!
Fakat o kadar... Maalesef o kadarcık... Yani yalnız uzaktan ve hayal olarak... Çünkü hakikat o kadar kötü, o kadar çirkin, o kadar yıkıcı ki...
Reklam
Hassas, hayalperest, şiir seven her genç kız gibi ben de dünyada en büyük saadetin yalnız sevmek ve sevilmekte olduğuna inanırım. Bence hayatımda en büyük, en mukaddes şey ancak aşktır, fakat hoppalık edip deli gibi rastgele bir adamı sevip de iki gün sonra ya aldandığımı anlayıp yahut bıkıp, dönme dolap oynar gibi sefil ve murdar tecrübelerde sürünmek izzeti-nefsimin tahammül edemeyeceği bir alçalmadır. Evet, ben de sevmek ve sevilmek isterim, fakat isterim ki seveceğim adam aşkıma ve bana layık olsun ve daha isterim ki o sevdiğim adama üzülmeden, pişman olmadan hayatımı ölünceye kadar geri almamak üzere vereyim.
Ah yapabilsem... Onlara gösterebilsem ki hayatta bütün fikirleri, bütün hareketleri, bütün niyetleri, hatta bütün inançları, hepsi, hepsi de yanlış ve zararlıdır; onlara feryat ederek haykırsam ki insan böyle yaşamaz, hayat böyle helak ve ziyan edilmez ve bize yazıktır, madem ki biz de mutlu milletler gibi insan olarak dünyaya gelmişiz, bu hayatlara acımak, insan gibi yaşamaya çalışmak gerekir...
Bütün bunlardan vazgeçelim, acaba yaşıyor muyuz? Bugünkü yaşayışımız bir insan yaşayışı mıdır? Buna gerçek anlamda bir hayat demek doğru mudur? Böyle zevk adına, yalnız hayvaniyete ilgi duyanlarla yetinmek için bir insan ne kadar ilkel olmalıdır? Yalnız ye, iç, uyu... Ne bir sanat endişesi, ne yepyeni bir heyecan... Ne bir ilerleme ve gelişme emeli... Yalnız horultulu bir uyku... Hem siz şurasını iyice aklınıza koyunuz ki medeniyet yıkmak değil yapmaktır ve insanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti yüz büyük savaş kazanmış bir millete bin kere tercih ederim.
Ah nasıl ve ne kadar nefret ediyorum... Bütün bu hayattan, bu hayatı memnuniyetle kabul eden ve severek yaşayan, bütün bu gelenek ve görenek adını verdikleri şeylere sersemce bağlı olan bu adamlardan ne kadar nefret ediyorum.
Aman yarabbi! Bütün bu kalabalık içinde çölde garip ve avare kalmış, yolunu şaşırmış bir seyyah gibiyim. O kadar yalnızım, o kadar kendimi herkesten ayrı, herkesten başka buluyorum ki yavaş yavaş kalbimi bir korku, acı, büyük bir korku, "Ne yapacağım? Nasıl yapacağım?" korkusu harap ediyor.
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.