Onlara göre bu saatler bir kimsenin,hele yağmurlu bir günde evden çıkmış bir kimsenin eve dönmek için vakti pek erken bulacağı ve iyisine kötüsüne bakmaksızın bir kahveye dalacağı saatlerdi.
Sonra,Paris'te uyanmanın nasıl farklı olduğunu düşündü.Akşamları dans edilir,oradan buradan konuşulur,gecenin büyük bir kısmı arkadaşlarla geçirilir,ardından da uyarılmış duyuların renkli resimleri titreştirmeyi sürdürdüğü yorgunluğa bağlı o muhteşem uyku gelirdi.
"Kardaş,şu çocuğu ver bana da başımı alıp Antep köylüklerine gideyim.Ölecek bu dağlarda.Açlıktan ölecek ... Rızam'ın kanından vazgeçtim.Rızam'ın yerine işte bu! Ver de gideyim.Büyütüyüm sabiyi.
Zamanı geriye almak istedim
Hataları düzeltmek ve baştan başlamak
Seni baştan kazanmak ve tekrar ellerini tutabilmek
Sahi ben seni hiç kazandım mı ki ?
Bu yaz üstümde bir yaz üzüntüsü var.
Eskisi gibi olmak istedim.
Aynısının olmayacağını biliyorduk
Ama tekrar ve tekrar denedik
Yorulsak bile bitsin istemedim
Bu yaz üstümde bir yaz üzüntüsü var.
O zaman bu yaz ve gelecek yazlar için
Atsak mı bu hüznü ?
Eskisinin aynısı olmayacağını bilsek bile
Devam etsek mi sil baştan ?
Bu yaz üstümde bir yaz üzüntüsü var.
Hiç değilse yaşamak için kendi kendime serüvenler düşünüyor,bambaşka bir yaşam hayal ediyordum.Kaç kez geldi başıma:Hiç değilse bir kez olsun gururum incilsin istiyordum.Bir ara zorla âşık olmak istedim.
On sekiz yaşlarındaydım.Her günün tadını çıkarıyor,kuşun havayı hissetmesi gibi dört bir yanımda duyuyordum da,gençliğimin ne güzel bir şey olduğunun farkına bile varmıyordum.