Okuyup da etkilenmememiz mümkün değil. Gözlerim bir doldu, bir taştı.
Osmanoğullarının yegane torunu Osman Tolu ve verdiği mücadelenin yanında daha bir çok olayı ve kişiyi okuyorsunuz. Sayfalarda bir çok fotoğraf da var.
Deprem öncesi, deprem anı ve deprem sonrası olanlar eminim bir çok okurun kalbine dokunacaktır.
Okuduktan sonra da mutlaka gitmek istediğim yerler arasında yerini aldı Osman Bey’in restoranı.
Kitabın içeriği çok çok güzel. Fakat olayların zaman akışı biraz karmaşık bir geçmiş zamana gidiyorsunuz bir şimdiye.. A kişisinden bahsederken bir bakıyorsunuz B kişisi oluvermiş.
Elif’ini kaybetmiş Ahmet abi, alır karavanını gezer dört bir yanı elinde fotoğraf makinesi ile..
Başına gelen Ecevit olayını da Meczup kitabına dökmüş. O kadar çabuk bitti ki, bi 200 sayfa daha olsaydı bıkmadan okurdum sanırım. Öyküsünü de anlatımını da çok sevdim.
Gelelim olaya
Ahmet abi, Selim’le Sinop’a giderken birden biri belirir yolda ani frenle dursa da çok meraklanır. Olayın şokunu atlatamadan sorar adama.
Yolun ortasında ne işin var?
Sahiden bir adam neden kendini yola atar ?
MeczupFatih Duman · Nesil Yayınları · 202435 okunma
Büyük kasırga sonrasında evi uçan Dorothy kendini bilmediği bir dünyanın içinde bulur. Evi Doğu’nun kötü cadısının üzerine düşerek onu öldürmüştür.
Doğu’nun iyi cadısından yardım isteyen Dorothy, istediğini alamaz. Ona sadece Oz büyücüsünün yardım edeceğini öğrenir ve Kansas’a dönmek için Zümrüt diyarının yolunu tutar.
Yolda korkuluk, teneke adam ve aslanla karşılaşır.
Korkuluk bir beyin, teneke adam bir kalp, aslan ise cesaret isteyebileceğini düşünerek Oz Büyücüsüne gitmek ister. Ancak Zümrüt diyarına geldiklerinde Oz onlara karşılıksız iyilik yapmayacağını ve istediklerini alabilmeleri için Batı’nın kötü cadısını öldürmelerini ister.
Asıl maceraları da şimdi başlamış olur. Korkak aslan, kalpsiz teneke ve beyinsiz korkulukla yola çıkan Dorothy hayatında kimseye zarar vermemiştir ve kimseyi öldürmek de istemez. Ancak eve gitmenin tek yolu da Oz’dan yardım istemektir.
Oz BüyücüsüL. Frank Baum · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202212.4k okunma
150 sayfacık diye bir kaç saatte bitiririm ben bunu umuduyla elime aldığım ancak ilk 40 sayfa okumak için kendimi zorladığım bir kitaptı. Sonrasında da elinizden burakamıyorsunuz.
Tiamat bahsi geçen denizaltının kodu.
Asıl anlamı ise
Antik Babil inanışına göre daha genç tanrılar üretmek için tatlı su tanrısı Apsû ile çiftleşen tuz denizinin ilkel tanrıçasıdır. İlkel yaratılıştaki kaosunun sembolüdür. Kadın olarak anılır ve "parıldayan" olarak tanımlanır.
Kitaptaki denizci terimlerine alışmak çok vakit alıp insanı yoruyor. Sonrasında kurgusu merak uyandırarak kendisini okutturuyor. Ancak betimlemeler çok az.
Fantastik - bilim kurgu tarzında bir kitap.
Özetle
Düşman gemisinde ganimet olarak iki tane sandık bulurlar.
Sandıklardan birinde 7 çivi çıkar. Diğerini açmak istediklerinde ise Çavuşun kolu kopar ve açamazlar.
Gemilerine dönüp yemeğe oturduklarında ise çavuşun aniden kaybolur ve gemide bir canavar belirir.
Canavardan kurtulmayı başarsalar da 7 çividen kurtulmak o kadar kolay olmaz.
Heyecan dolu olsa da yalnızca okundu ve bitti. Canlandırmalarım hep eksik ve yarımdı sanki.