Kitapta özetle orta halli bir Müslüman olup İstanbul'a taşındıktan sonra komşu kızıyla tanışıp İslam'ı gerçek anlamda tanımasına vesile olan, dahası Tebliğ vazifesinde bulunan bir genç kızın (Sevgi) hikayesi anlatılmaktadır.
Kitapta her ne kadar fazlasıyla sade bir dil kullanılmış olsa da bu akıcı olmasına bir avantaj sağlamıştır.
Kitapla ilgili en büyük eleştirim; 142-143 sayfalarında fabrika patronuyla yönetici arasında geçen bir diyalogda aydın ve seküler kesim insanların yolsuzluğa meyil ettiğini ancak dindar Müslümanların yolsuzluklara meyil etmeyeceğine yer verilmiştir. Halbuki bu kanaat hem seküler kesimi dışlama açısından yanlış hem de "dindar"lar kesinlikle yolsuzluğa, harama el uzatmaz tezi maalesef geçerli değildir.