Hissettiğin şeyleri işle ve çözümle. Onları mantıklı ve mantıksız olarak ayır. Beklentilerini, hak ettiklerini ve mağdur olma hissini uzaklaştır. Durumun içindeki olumlu şeyleri bul ama bir yandan da acınla birlikte otur ve bunun hayatın bir parçası olduğunu unutma. Çok geçmeden hayatının hâkimiyetini tekrar kazanacaksın.
Çocukluğunda doya doya sevilmiş, anne-baba sevgisine doymuş çocuk sakin, bilinçli, huzurlu, güler yüzlü, güvenen ve haline şükreden bir yetişkin oluyor.
Büyükler bilen insanlar,küçükler ise öğrenen.
Çocukların dünyayı keşfetmesine ilgi duyan ve onlara bu fırsatı veren bir ortam, çocuklar için en sağlıklı gelişim ortamıdır.
"Güç"ten başka hiçbir değer tanımayan korku kültüründe çocuk terbiyesi utandırmaya ve dayağa dayanır. Böyle çocuk terbiyesi ya "arsız" ya da "pısırık" insan yetiştirir.
...kendi çocuklarımıza dua ederken diğerlerini de geçirebiliyorsak kalbimizden, bizimkiyle bir başka çocuk kavga ettiğinde geçip karşılarına karışmadan uzlaşmalarını bekleyebiliyorsak, iş büyüdüğünde cezayı kendi çocuğumuza da kesebiliyorsak, sokakta dilenen minicik elleri tutup õpebiliyorsak, kendi çocuğumuzun küçülenleri ile değil, yeni cicilerle giydirebiliyorsak elimizin ulaştığı çocukları, o zaman çocuk seviyoruz o zaman anne oluyoruz demektir. Bizimkini sevmek bizimkini beslemek, bizimkini oynatmak, giydirmek büyütmek, bizimkinin annesi olmak iş değil...
"Mümkün olduğu kadar her şey için şükretmeye çalışmalıyız. Çünkü adalet duygusu genellikle başkalarına yönelik işlerken minnettarlık kendimiz için yapabileceğimiz iyi şeylerden biridir. Minnettarlık kendisine verilenleri asla karşılıksız bırakmaz.(Seneca)
...Alıntı yapmak ,başkalarının bilgece sözlerine güvenmek kolay ...Kendi başına yola çıkmak ve kendi düşüncelerini ifade etmek daha zor ve daha korkutucudur .