Oturun bir düşünün, idam edilmeye mahkûmsunuz ve son isteğiniz ne olurdu? Bunu gerçekten düşünün! Zamanında Fransa’da idam’ın halk için kaldırılmadığını aksine üst yönetici tabakanın o masada oturmasından korktuğu için kaldırıldığını biliyor muydunuz? İşte diyorum ya Adalet sadece güçsüze tecelli eder ama nasıl bir adalet? Ölüm mü? Sanmıyorum. Ölmeden önce ölüyorsunuz, düşünce sizi önce öldürmeye başlıyor sonra cellat.
Kitap, halinden memnun topluluğa, insanın başına gelenin sadece kendisine etki edeceğini ve bu kimsenin umrunda olmayacağını anlatıyor aslında bir tek siz varsınız, sizin duygularınızı ve hissettiklerinizi kimse hissedemez. Özellikle, ölüme ve hırçınlığa Şenlik edasıyla yaklaşan pasif halka, aslında kendisine dokunmayan yılanı alkışlayan o iğrenç düşünceye bir haykırış, içlerine dokunma isteği var, şart bu; o kişinin yerine kendinizi koyacaksınız ve o hissiyatları siz deneyimleyeceksiniz ki, alkış tuttuğunuz her faaliyet kişiye nasıl hissetirdiğini ve nasıl bir şeye tepki verdiğinizi anlayacaksınız
Victor Hugo, iyi bir olay örgüsü işlemiş, anlatım bazı yerlerde karmaşıktı. Okunur.