Öncelikle bir günde bitirdiğimi söyleyerek başlamak istedim ki ne kadar akıcı olduğunu anlatabileyim.
Benim gibi çoğunlukla psikoloji okuyan hatta terapiyi rutinlerinden çıkarmayanlar için çok güzel hikaye. İster istemez her karakterde sağlam bir tahlil yapabiliyorsunuz. Bir güzel de ders veriyor size.
Kendini bir türlü bir yere, bir şeye, birine ait hissedemeyen Ethem… Ethem, karısında, çocuklarında, abilerinde herkeste bir kusur bir suç buldu. Yaşayamadığı çocukluğun içinde yetişkin bedeniyle kalakaldı. Annesinin öz olmadığını öğrenince o dalgalı sular zihninde durulur ve ayakları yere basmaya başlar. Artık suçlayacağı biri yoktur, bu da demek oluyor ki büyümek zorundadır. Suçlayacak kimsemiz kalmayınca yani suçlamayı bıraktığımızda çocuk olmaktan çıkıyoruz.
Suçluluk duygusuyla büyütülen bizler, başkalarını suçlayarak bu duygudan kurtulmaya çalışıyoruz. Suçlamayı bıraktığımızda içimizdeki sesler kısılıyor ve Ethem gibi artık çevremizdeki sesleri duymaya başlıyoruz. İçimizdeki o koskoca boşluk sevgiyle doluyor.
Kalemine sağlık