Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

mehmet aktaş

mehmet aktaş
@Saittt
İstanbul
4 Mayıs
11 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
İyiki doğdun Saygı ve özlemle...
Reklam
İncecikti gül dalıydı Dokunsam kırılacaktı Dokunmadım Kurudu... Hasan Hüseyin Korkmazgil Suya bırakılan mektup
Sen bana soğuk davrandığında ne kadar üşüdüğümü bir bilsen, kalbimi ceketinle örterdin.. Cemal Süreyya

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Haytanın biriyim ben bunu bilsin insanlar Ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye Kara rulu der bana görevini yapan kim varsa. Laboratuvarda çalışanlara sorarsanız ruhum sahte. Evi Nepal de kalmış Slovakya lı salyangozdur ruhum Sınıfları doğrudan geçip gerçekleri gören gençlerin gözünde.. İsmet Özel
Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim, akar suyun meyve çağında ağacın, serip gelişen hayatın düşmanı. Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına : Çürüyen diş, dökülen et, bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler, Ve elbette ki, sevgilim, elbet, dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya, dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle, işçi tulumuyla, bu güzelim memlekette hürriyet. Bursa da havlucu Recebe, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasana düşman, fakir köylü Hatçe kadına, ırgat Süleymana düşman, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman… NAZIM HİKMET RAN..
Reklam
Mahur Beste
şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı gittiler akşam olmadan ortalık karardı.. Atilla ilhan
Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar Bir gelincik açılır ansızın Bir gelincik sinsi sinsi kanar Seni düşünürken Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır Deliler gibi dönmeğe başlar Döndükçe yumak yumak çözülür Çözüldükçe ufalır küçülür Çekirdeği henüz süt bağlamış Masmavi bir erik kesilir ağzımda Dokundukça yanar dudaklarım Seni düşünürken Bir çakıl taşı ısınır içimde Bedri Rahmi Eyüboğlu
Bu Çıkmazda
Ağzını kokluyorlar. Seni seviyorum demiş olmayasın sakın. Canını kokluyorlar. Tuhaf zamanlardayız sevgilim… Yolları kesip, aşkı kamçılıyorlar yol boylarında. Aşkı zulalamak en iyisi…
Sevda derinlerdedir, oysa ferhad Üstünü kazmada dağın Kalbimin, yani o yağmur Ve acıdan ocağın Madenini, laciverdi ve mahmur Bir ağrıyla delmede şirin Ve en aşılmaz, en derin Bir şiirin yurt edindiği Billur bir köşke girmede leyla Ve mecnun'un, yani o çölden Ve ağıttan otağın Önünde, bir adak gibi Ölüme diz çöktürmede leyla Ve yakut, şafak ve irin İle emzirdiği bir gözün Boynunu vurmada şirin Sevda derinlerdedir, oysa ferhad Üstünü kazmada dağın.. #Hilmi Yavuz
Ruhum, Naciyeciğim, doğrusu cenab ı hakk a güç gelmesin, fakat hazreti Meryem in tasviri gibi artık resmine tapıp duruyorum.. (Petersburg, 9 şubat 1921) Ziya Paşa
Reklam
Kasımın son mısralarındayız Günlerden ne bilmiyorum ama ben bugün de seviyorum seni.. Cemal Süreyya
İçimde yarım kalmış bir konuşmanın üzüntüsü vardı.. Sabahattin Ali
bazı şarkılar vardır kanatlarında yağmuru taşıyan kelebeği anlatır kırmızı bir çakmak gibi neşeli ölmek olurdu o şarkının adı ardında yalnızca nemli sigaralar bırakmanın acısı... D.M
Yıkılma Sakın Sana durlanmış kelimeler getireceğim pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir seni çünkü dik tutacak bilirim kabzenin, çekicin ve divitin tutulduğu yerden parlayan şiir. Zorlu bir kış geçirdim, seninki gibi neftî acıktım, bitlendim, bir yerlerim sancıdı sökmedi ama hoyrat kuralları faşizmin çünkü
Sana söyleyemediğim şeyler var, aklın Nepal’de kalmış romantik bir 68’lidir Ruhun Slovakya’nın kurtuluşuna çoktan asker yazılmış Ve oda numarasından başka kaybedeceği bir şeyi olmayan sahipsiz anahtarlar gibi Kapılar arkasında hiç durmadan İslamcılık öldüren elma kurdunun hikâyesi gibi histerik ya da... Elma kurdu dediysek, elma çürüktür mutlaka ve tüm kurtlar anarşist.
Ben giderken ençok seni götürdüm. Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları. Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı. Kutsal kitabımdı ziyan edilmiş sevgililer atlası. Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi. Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı.. Şehre bir yağmur yağdı, ben ağladım... Y.E
Reklam
Aklımız bir karış havada, romantik olduğumuzu söylüyorlarsa; eskide kalmış kimi idealistler olduğumuzu, gerçekleşmesi imkansız şeyler düşündüğümüzü söylüyorlarsa; biz de bin kere şöyle cevap vereceğiz: evet mümkün, mümkün olmalı, mümkün olmak zorunda!"..
Şimdi, ölebiliriz aslında bir proleter gibi  dikeriz gözlerimizi belki hayata  uhud'un okçularından rol çalıyor nasılsa dünya. O filmin sonunda ağlayacaktık galiba...
Söz, kıymetli bir mayındır Meclisten içeridedir Şubatlar çok sert geçer Senetler ve de aşklar..
Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Gün saltanatıyla gitti mi bir defa Yalnızlığımızla doldurup her yeri Bir renk çığlığı içinde bahçemizden, Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan Lavanta çiçeği kokan kederleri; Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Dalga dalga hücum edip pişmanlıklar Unutuşun o tunç kapısını zorlar Ve ruh, atılan oklarla delik deşik; İşte, doğduğun eski evdesin birden Yolunu gözlüyor lamba ve merdiven, Susmuş ninnilerle gıcırdıyor beşik Ve cümle yitikler, mağlûplar, mahzunlar Söylenmemiş aşkın güzeli... Ahmet Muhip Dıranas Olvido
Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Seni kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lazım. #Cemalsüreyya
Sevildiğinden emin olunca,insan ne kadar da cüretkar oluyor..
Reklam
Kokularını sürmüştüm giderken Sensizliklere alınmış güller. Damlarında yattım bir karıştı gökyüzü Ağlayanını sen sandım Yıldızını çaldım gecenin Dağlar pusuya kalkmış Bilemedim. Yolu uzundu türkülerin Çek kınından hasretini Dilinle sür Gel diyen sesinle Yüreğimden vur beni. Takılıp giderse gözüm izine Kokularını sal. Sürünsün bedenim Kuştüyü gecelerin Sen sansın beni.. Yol
Lidia, hiçbir şey bilmiyoruz biz. Yabancıyız Nerde yaşarsak yaşayalım, herşey yabancı, ne de konuşan var dilimizi. Gel biz kendimiz bir sığınak yaratalım, Ve el çekelim dünyanın incitmesinden, gürültüsünden. Aşk daha ne isteyebilir başkalarına kapıyı açmamaktan öte? Bilinmezlikte açılan bir giz gibi, Kutsal bir sığnak olsun bize.. Fernando pessoa
Şimdi kızıl ve opal güneşinde rıhtımın, ağlayan rüzgarları arasında bu akşamın sıcak ve soğuk, güzle bahar arası, bekler gemi,siyah. Yine, bu gece, döneceğiz nerdeyse hiçbirşey olana. Herşeyin bizsiz kalacağı yere, sadık olmaksızın bizim olana.. #JuanRamonJimenez