Fakat ıstırabın hayat için özsel nitelikte olduğu ve bu nedenle bize dışardan akın etmediği, aksine herkesin onun kurumaz kaynağını kendi içinde taşıdığı yolundaki karşılaştırılabilir bir bilginin acı ilacını içmeyi çoğunlukla reddederiz. Daha ziyade bizden hiç eksik olmayan acıya daima ayrı bir dışsal neden, adeta bir bahane ararız; tıpkı efendi sahibi olmak için özgür insanın kendine put yaratması gibi. Zira yorulmaksızın arzudan arzuya koşarız ve ekde ettiğimiz her tatmin, vaat ettiği kadar bizi tatmin etmeyip çok geçmeden çoğunlukla utanılası bir yanılgı olarak belirdiğinde Danaos kızlarının fıçısına su doldurduğumuzu fark etmeden sürekli yeni arzulara koşarız.