İçe oturan öküzlerden, düşünülmemesi gereken fillerden oluşan bir yıldı 2020 benim için.Aslında 2020 yılında başladığım Pembe fili düşünme yarım bırakmam sebebiyle 2021 yılında bitti.Kitap bir düşünce deneyiyle başlıyor.Biri bizden bir şeyi düşünmemizi isterse onu daha çok düşünüyoruz deneyin kısa özeti bu şekilde.Kitap kişisel gelişim kitabı olarak tanımlanabilir bence ama onu diğer kişisel gelişim kitaplarından ayıran bir özelliği var.Kitabın yazarı bir ruh sağlığı uzmanı-psikolog- bu sebeple kitap anlamsız vaatlerle dolu değil.Zeynep Hanım kendisinin de panik bozukluktan muzdarip olduğunu anlatarak başlıyor.Benim için burası çok kıymetli toplum tarafından ruh sağlığı uzmanlarının psikolojik olarak çok iyi olması bekleniyor Zeynep hanım nitekim doktorların hasta olabileceği gibi psikologların da psikolojik olarak sağlıklarının bozulabileceğini vurguluyor.Hastalık ve hastalık süreci herkesin anlayacağı basitlikte ve netlikte aktarılmış bu sebeple kitap hem uzmanlara hem de toplumun her kesimine hitap ediyor.Zeynep Hanım panik bozukluğuyla Mindfulness Terapi sayesinde dost olduğunu iletiyor biz okurlara.Mindfulness terapi farkındalık terapisi olarak çevirebiliriz dilimize.Kitabı özellikle anksiyete ve panik bozukluktan muzdarip kişilere tavsiye edebilirim ama hiçbir kitabın tek başına bu rahatsızlıkları yenmek için yeterli olmayacağını özellikle eklemek isterim.Kitaplar bu süreçte ancak bizim yoldaşımız olabilirler.Son söz olarak kitaba da oldukça uygun düşen Cahit Zarifoğlu’nun ‘’ İnsan bastırdığı duygunun esiri olur’’ sözüyle inceleyi sonlandırıyorum.
Fyodor Dostoyevski
Batıyoruz daha da dibe!
Yeraltından Notları okurken kendimi çoğu zaman kendi yeraltımda, kendi bataklığımda buldum.Bir canlı nasıl bir bataklığa düştüğünde debelenirse baş karakterimiz de hayat denilen şu bataklıkta var olma çabasıyla debelendikçe daha fazla çamura saplandı ve acı olan şu ki çamur artık haz vermeye başladı. Hani soruyor ya ‘Kolay elde edilen saadet mi yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? ‘ diye ben her ne kadar kendime itiraf ederken zorlansam ve bundan hep hicap duysam da kolay elde edilen saadetten yana oldum belki de çamura batmaya üstümü kirletmeye hiç hazır olamadım.Toparlayacak olursak yazar bence hem kendine hem de bize kara bir ayna tutuyor ümit dolu olmuyorsunuz ki Dostoyevski de bunu asla vadetmiyor.Kitap bittiğinde bir anda hiçliğinizle baş başa kalıyorsunuz.Okumalı ve sorgulamalı biraz da hicap duymalı.İyi ki var Rus Edebiyatı!
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020129.8k okunma