Aşkın gerek başlangıç aşamasında gerekse olgunlaştığı dönemde, doruk noktası, kuşkusuz sevenlerin artık kendilerini birbirlerinden ayırt edemedikleri o erime halidir. O hal içinde, ikili olmayı varsayan dokunuş, sahici bir tekliğe dönüşür -bir anlığına da olsa. Kavramsal olarak elle tutabileceğiniz her katı şey, saf oluş hissi içinde bir enerji denizine akar, benlikler orada var olmaz olurlar artık. Bu eşik aşılırken, sınırsıza, sonsuza doğru bu "aşkınlaşma" halinde sınırlı olan, sonlu olan bütün gerçeklik geride kalır.
Böylece biyolojinin, kimyanın ve fiziğin ötesinde, aşkın metafiziği girer görüş sahamıza. İlişkinin Oscar Wilde'ın bir mektubunda erguvani saatler dediği bu evresinde, zamanın durduğu falan yoktur, zaman yok olmuştur basbayağı. Bu tecrübe hazır bulunmaz, onu "yapmanız" mümkün değildir. Sevenleri sarıverir ya da sarmaz. Sizin elinizden gelen yeniden, yeniden bedensel, ruhsal ve zihinsel dokunuşlarla bunun ön koşullarını hazırlamaktır.