Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salih

Çocuğa ad koyma
Adı güzel kendi güzel Peygamberimiz, çocuğa adının ne zaman konulacağını merak eden anne babalara şöyle cevap vermektedir: "Her çocuk doğumunun yedinci gününde kendisi için kesilecek akika kurbanı karşılığında rehin (gibi)dir. Aynı gün saçı tıraş edilir ve adı koyulur." Kendi oğluna doğduğu gece isim veren Peygamberimizin bu görevin yedinci günden daha fazla geciktirilmemesini arzu ettiği anlaşılmaktadır.
Reklam
Anne Baba
anne ve baba, sorumluluklarına uygun hareket etmeli ve çocuklarını ihmal etmemelidir. Onun için Peygamber Efendimiz, "Bakmakla yükümlü olduğu kimseleri ihmal etmesi kişiye günah olarak yeter." buyurur.
Sayfa 21
Aile
Peygamber Efendimiz bir defasında Hz. Ömer'e, asıl hazinenin altın ve gümüşte aranmaması gerektigini anlatan şu sözleri söylemiştir: "(Ey Omer!) Sana kişinin sahip olduğu en büyük hazineyi haber vereyim mi? (En değerli hazine) huyu suyu güzel olan kadındır. Kocası ona baktığı zaman içini sevinç kaplar, kocası ondan iyi bir şey yapmasını istediğinde yapar, kocası yanında olmadiği zaman (onun haklarını ve saygınlığını) korur."
Sayfa 19

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
%33 (37/112)
·
Beğendi
Peygamberimiz ve Aile
Peygamberimiz ve AileKolektif
8.7/10 · 174 okunma
Reklam
"Kadınlara karşı hep hayır tavsiye edin. Zira onlar sizin yanınızda birer emanettir." "Eşlerinize yediginizden yedirin, giydiğinizden giydirin, sakın onlan dövmeyin ve onlan incitecek çirkin sözler söylemeyin." "Harcayacağın tüm harcamalardan dolayı, Allah'ın izniyle mükafat alacaksın. Hatta eşinin agzina verdiğin bir lokmanın bile karşılığını alacaksın." buyuran Hz. Peygamber, bu konuda en güzel örnekliği kendisi sunmuş- tur. O, Yüce Allah'in "Eşlerinizle en güzel biçimde geçinin."demistir
l
Sen misin yanyana gezemediğim? İnce sitemini sezemediğim Sırrını bir türlü çözemediğim, İçimdeki çetin sual sen misin?
Harman
Harman
NURULLAH GENC HİNDİBA
Kartallar uçar mı bir harâbeden Köprülerden benim yârim geçer mi Sen neden bu kadar güzelsin, bilmem Taşırsın yeryüzüne ebedî tohumları Ben ise kuruyacak bir suyun mahkûmuyum Avuçlayıp öpüyorum kumları Bir karadelikten bakarken hayat Meydan okuyanlar kim bu serâba Söyle bana hindiba Sen nasıl bu kadar ceylan koşması Sen nasıl bu kadar yollar
"Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir. Birbirinizin konuştuğuna kulak kabartmayın, birbirinizin özel hallerini araş tirmayın, birbirinizle üstünlük yanışına girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Kardeş olun!" (Müslim, Birr, 28)
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Fabrika Ayarı
Fabrika AyarıHayati İnanç
9.1/10 · 8,2bin okunma
Reklam
Buhari Sahih inde Ebu Hureyre'den rivayet eder. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuşlardır. "Aziz ve Celil olan Allah, altmış yıl yaşatıp ölümünü geri bıraktığı kimsenin hiçbir özrünü kabul etmez."" Ahmed ibn Hanbel de Musned'inde yine Ebu Hureyre'den n vayet eder. Rasulullah (sallellahu aleyhi ve sellem) şöyle buyur muşlardır. "Allah kendisine altmış yıl ömür verdiği insanın özrünü kal dırmıştır." Yani özrünü kaldırmış, mazeret gösterecek bir bahane bırakmamıştır. Çünkü bu kadar uzun ömrü vererek ona oldukça uzun bir mühlet vermiştir. Bir kul ki altmış sene dolaşmıştır, Ebedi konağa gelişi yaklaşmıştır.
Ibn Mes'ud'un Ömründen Geçen Güne Pişmanlığı Büyük sahabi Abdullah ibn Mes'ud (radıyellahu anh) şöyle demiştir: "Üzerine güneşin battığı, ömrümün eksildiği, ancak amelimin artmadığı bir güne duyduğum pişmanlık kadar başka bir şeye pişmanlık duymadım."
* Hasan Basri'den: "Dünya üç gündür: Dün içindekilerle beraber geçip gitti. Yarına gelince, muhtemelen sen ona yetişemeyeceksin. İşte bugün senin günündür, onu değerlendir." Beyhaki, Kitabu'z-Zuhd, s. 52.
"İki nimet vardır. İnsanların çoğu bunlar(ı değerlendirme)de aldanmıştır. Sıhhat ve boş vakit. (Buhari,rikak)
Salih

Salih

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Can Veren Pervaneler
Can Veren PervanelerHayati İnanç
9/10 · 3.201 okunma
Reklam
"Size, düşünecek kimsenin düşüneceği kadar ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. O halde azabı tadınız, zalimlerin yardımcısı olmaz." (Fatır/35)
Dünyanın şekli ile alakalı
Ünlü İslam Âlimi Bakıllânî dönemin İstanbul'un da Bizans kralı ve papazlarla bir dizi tartışma yapmış. Onların "Sizin Peygamber'inizin ayın ikiye ayrılması mucizesini niçin biz İstanbul'dan görmedik? itirazlarına, "Siz de biliyorsunuz ki dünya yuvarlak. Bu olayın görülmesi, görüş açısına bağlı. Dolayısıyla sizin bulunduğunuz açıdan Mekke'de görülebilen bir gök olayını görmeniz mümkün değil." diye cevap vermiş. Bugün güneş ve ay tutulmaları için de aynı durum söz konusu değil mi? Dünya yuvarlak olduğu için bu olayları ancak görüş açısına girenler görebiliyor, Gene bin yıl önce yaşamış olan Endülüslü Alim Ibn Hazm, Zümer Suresi 5. âyetinden hareketle dünyanın yuvarlak olduğunu açıklamış. "Dünya yuvarlaksa altında bulunan insanlar ters durmaz mı?" şeklindeki itiraza "insanın başı ne taraftaysa yukarısı o taraftır" diye cevap vermiş. Göreceliliği o dönemde çok güzel ortaya koymuş. Üstelik 606/1210 yılında vefat etmiş olan büyük Kur'an yorumcusu Fahreddin Razî, bugün inanç karşıtlarının kanıt diye gösterdiği bu âyetin dünyanın küre şeklinde olduğu gerçeğine ters düşmediğini 800 yıl önce açıkça ortaya koymuş.
Sayfa 57
Salih

Salih

, 1000Kitap'a katıldı.