Şükriye

Gece, sükûn ve sükût, hâl ve tefekkür, muhasebe ve ıstırap, hayal ve gerçek, uyku ve rüya, muştu ve kabus, dost ve düşman. Gece, insanın sınırlılığının, acziyetinin, her hali ile zayıflığının zirve yaptığı zaman. Direncin kırıldığı, gönlün ötelere dair arayışlara girdiği, insan olmanın hakkını verememenin doğurduğu suçluluk psikolojinin dile geldiği an. Gece, dua zamanı; dilin susup gönlün, halini haykırdığı an. Gece, sözün kenara çekilip sustuğu, kalbin çığlık attığı zaman. Gece, karanlık, O’ndan başka hiç kimsenin olmadığı hissi. Ve gece, görememek, kabri hissetmek, düşünmek sonsuzu, sonsuzun bir adım öncesini. M. Enes Topgül