Enjekte edilmiş gereksiz bir acı,
Alev alev yanan bir deri,
Ve aklın ötesinde ölümcül arzu, -
Bulunmak üzere uykuya dalmış...
Üstünden atla,
Hayatın,
Kendini terk et,
Benimle birlikte öl...
Moleküllerimiz (dedelerimizle ninelerimize sorsan, "ruhlarımız" derlerdi bunlara) birbirine karışıyor ve bizim olan bu muazzam kozmosta, bir zamanlar bir güneş ya da yıldız olmuş o şeyin her bir taneciğinin kime ait olduğunu bilmenin imkânı yok.
Çığlıklar tattım, zayıf zihinlere ait
Muhtaç kalıntıları gölgelere gizlenmiş
Yeniden doğdu, tüm bu nefret
Gerçek savaşın, eşiğinde
Kin ile beslenip üstünlükle bilenmiş
Tüm kavgalarım
Bu karanlığın içinde
open.spotify.com/track/3r7oWJHhs...
O zamanlar “ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum” diye düşünürdüm. Yeni keşfediyordum bu düşünceyi. Kimse sizi gözlemiyorsa, içinizdeki gizli ikinci kişi dışarı çıkıp dilediği şeyleri yapabilir.