Karalar bağlamış,
çiçeği burnunda bir matemin seremonisinde
siyahlar içinde avuturken içimizde ölen her
şeyi, gecenin en azılı katilleri olarak bir
yalana tutuklu kalmışız
Cümlesini kuramadığım seyyar
ışıkları olan kifayetsiz birkaç kelime sonrası,
Vahameti gözlerinden okunan epik bir ayrılık,
Yarı zamanlı,
derme çatma bir gecekondu yalnızlığıydı
Dün gibi hatırladığım vaktini bilmediğim gidişin
Özünde seyis olan ilkokul öğretmenimin
verdiği sakat bir Türkçeyle adını oluşturan
harfleri tecrit ettiğim bir alfabenin sesli
olanlarıyla sen başkasını severdin, bense
tüm sessiz harflerde seni sevebilmeyi