Medeni bir insan ilkelleşebilir. Bunun anlamı, o kişinin yaşam tarzının değişmiş olmasıdır. Üstünde yaşanılan toprakla, bu toprağın hayvan ve bitkileriyle birlikte eski değer yargıları da değişir. Bu yeni hayatta, genellikle doğa adı verilen çok boyutlu ve bağlantılı olaylara dair pratik bilgilere ihtiyaç duyulur. Böyle doğal sistemlerin atalet gücüne saygı duymak gerekir. İnsanın bu pratik bilgileri edinip saygı duymaya başlamasına "ilkelleşmek" denir. Tam tersi de aynı ölçüde geçerlidir elbette: İlkeller medenileşebilir ama ağır psikolojik hasar alma pahasına.
Biraz argo bir giriş olacak ama "o nasıl bir öngörü arkadaş!" diyeceğim. Huxley bu romanı 1932'de yazmış yahu! Romanda Cesur Yeni Dünya'yı kurgulamış.
Bu öyle bir dünya ki mutluluk ve tatmin üzerine dizayn edilmiştir. İstikrarlı bir toplum birinci önceliktir ve bunun için bir birinin tıpatıp aynı, düşünmeyen sorgulamayan, kritik
"Asla savaştığım adamı yenmeye çalışmam. Onun güvenini yenmeye çalışırım. Şüphenin bulaştığı zihin zafere odaklanamaz. İki adam eşittir -gerçek eşit- ama ancak eşit güvenleri olursa. "
Boyun eğen hükmeder.
Rüzgara boyun eğen söğüt serpilip büyür ve sonunda söğütlerin sayısı öyle artar ki... rüzgara karşı duvar olurlar. Söğüdün gayesi budur.
Bir zamanlar, insanlar düşünme işini makinelere devretmiş, böylece özgürleşmeyi umut etmişlerdi; ama bu, makinelere sahip başka insanların onları köleleştirmesine yol açtı sadece.