"Güzelsiniz ama değersizsiniz boşsunuz boşunasınız"diye sürdürdü Küçük Prens. "Kimse sizin için canını feda edemez. Yoldan geçen sıradan biri benim gülümün sizlere benzediğini sizlerden hiçbir farkı olmadığını düşünebilir tabii. Ama o tek başına hepinizden daha değerli; çünkü ben onu suladım. Çünkü fanusu onun üzerine kapattım. Çünkü paravanla onu korudum. Çünkü onun tırtıllarını öldürdüm kelebek olsunlar diye bıraktığım bir iki tanesi dışında. Çünkü onun yakınıp sızlanmalarını kendini beğenmelerini hatta susmasını bile dinledim. Çünkü o benim gülüm." Ve tilkinin yanına döndü. "Elveda" dedi. "Elveda" dedi tilki. "İşte sırrım: Çok basit; gerçeğin özü gözle görülmez yürekle bakmak gerekir." "Gerçeğin özü gözle görülmez" diye tekrarladı Küçük Prens unutmamak için. "Gülünü böylesine önemli yapan gülün için harcadığın zamandır." "Gülümü böylesine önemli yapan..." dedi Küçük Prens unutmamak için.
"Yağmur yağarken indirdim şemsiyemi, ıslandım kendim gibi kuru yapraklarla. Sonbahar nemlendiriyordu kurutulmuş sevgimizi. Doğru ya, benim gibi adamlar ne anlardı sevgiden, yalnızlığa hapsolmuş bu dünyada?"
"Gölge biz insanların iyicil varlıklar olmaya çalışmasıyla aynı ölçüde şeytani bir varlıktır. Biz iyi, mükemmel ve üstün insanlar olmak için ne kadar çabalarsak, gölge de o ölçüde, karanlık, şeytani ve yıkıcı eğilimini keskinleştirir. İnsan kendi kapasitesini aşarak mükemmel olmaya çalışırken, gölge cehenneme inerek şeytan haline gelir. Çünkü doğada insanın, kendisinden daha aşkın bir varlık olması, kendisinden daha aşağı bir varlık olması kadar ağır bir suçtur. "
"İnsanlar umutsuzluğa düşer, çünkü bir gelecek göremezler. Eğer ışık görürlerse, ona doğru gidebilirler. Fakat onlar gülmek için ışık görmedikleri için umutsuzluğa düşüyorlar. Bu yüzden müziğim aracılığıyla insanları teselli etmek istiyorum.”