S E H E R

S E H E R
@Sdgr
YaIanIamak ve reddetmek için okuma! İnanmak ve her şeyi kabuIIenmek için de okuma! Konuşmak ve nutuk çekmek için de okuma! Tartmak, kıyasIamak ve düşünmek için oku! 
“Aynı yerde kaldıkça, nesneler ve insanlar yozlaşır, çürür ve de leş gibi kokar.”
Reklam
Belki yaş da, o hain de ekleniyordur bunlara ve bizi beterin beteriyle tehdit ediyordur. Yaşamı dans ettirecek kadar müziğimiz kalmamıştır içimizde, işte bu. Tüm gençlik daha şimdiden dünyanın öbür ucunda gerçeğin sessizliğinde ölüvermiştir. Peki dışarıda nereye gidilebilir ki, soruyorum size, içinizde yeterli miktarda çılgınlık kalmamışsa? Gerçek, bitmek bilmeyen bir can çekişmedir. Bu dünyanın gerçeği ölümdür. Seçim yapmak gerek, ya ölmek ya da yalan söylemek. Bense asla kendimi öldüremedim
Sonuçta varoluşun neden olduğu en büyük yorgunluk belki de insanın yirmi yıl, kırk yıl boyunca, hatta daha bile uzun süre, aklı başında kalmak için harcadığı o olağanüstü çabadır, basitçe, derinden kendi, yani tiksindirici, dehşetengiz, saçma olmamak uğruna. Baştan veri olarak elimize tutuşturulan şu aksak ikinci sınıf insanı, sabahtan akşama kadar hep küçük evrensel ideal, birinci sınıf bir insan olarak sunmak zorunda kalmamız ne de büyük kabus. Ferdinand Celine

Reader Follow Recommendations

See All
Gerçekleşmeyen her şeyin arkasında Allah’ın murad ettiği bir hayr vardır.
Gabriel Garcia Marquez, meşhur Yüzyıllık Yalnızlık isimli romanında bir köyden bahseder: Macondo köyünden. Bu köyde yaşayanlar uykusuzluk hastalığına yakalanırlar. Köyde kimse ne gece ne gündüz uyuyabiliyordur. İlk başlarda durumdan keyif alırlar çünkü uyumadıkları için daha çok çalışabiliyor, daha çok konuşabiliyor, daha çok eğlenebiliyorlardır.
Reklam
Reklam