Ekim 1929’da New York Borsası’ndaki çöküş, kısa zamanda bütün dünyayı saran büyük bir buhrana yol açtı. Ticaret durağanlaştı, fiyatlar düştü, işsizlik ve yıkım meydana geldi. Bu şartlar, ülkeyi gelişmemiş bir sanayi ve tehlikeli ölçüde onun aleyhine işleyen bir ticaret dengesiyle karşı karşıya bırakmıştı.
1929 buhranı ve yol açtığı sıkıntılar Batı ve kapitalizm karşıtı bir havanın yeniden doğmasını sağladı. Öyle görünüyordu ki, tıpkı Kurtuluş Savaşı’nın ilk günlerindeki gibi, bir kez daha birçok Türk nazarında, kapitalizm ve emperyalizm kendilerinin gerçek düşmanıydı. Geri kalmış milletleri, onların geri kalmışlığını devam ettirip kullanarak köleleştiren açgözlü ve yetersiz Batı yine karşılarındaydı. Osmanlı borçları, Lozan kısıtlamaları, ticaret açığının ardından, şimdi de beceriksiz ve hastalıklı Batı’nın denetleyemediği korkunç kriz gelmişti ve hadiseleri kenardan masumca izleyen Türkleri içine çekmişti.