"İnsanların ruhunu öldürüyorlar anne"
demişti Maksim Gorki:
"İşte asıl cinayet bu Utanılacak bir cinayet..."
İnsanlar gün içinde kabalıkları, kalabalıklarıyla ne kadar da incitiyorlar değil mi ruhumuzu? Kalbimizi nasıl da kırabiliyorlar.
Oysa Platon şu nasihatte bulunur:
"Nazik olun. Çünkü karşılaştığınız herkes farkında olmadığınız zorluklarla boğuşuyor..."
Dikkat ediyor muyuz buna ? Anlamaya çalışıyor muyuz insanları yargılamadan önce ? Unutuyor muyuz yoksa herkesin bir kalbi olduğunu?
Pessoa'dan bir alıntı yapayım yeri gelmişken:
"Kimseyle alay etme. Kimseyi küçük görme.Kalbinin en ücra köşesinde bile yapma bunu. İnsan yaşamı alaya alınmayacak kadar hüzünlü ve ciddidir."
Çoğu zaman unutsak da gerçek bu...
Ressam Van Gogh geçirdiği bir kriz sonrası kendisine sıktığı bir kurşunla yaralanıp evine geldiğinde şu sözü sayıklayıp hayata veda etmişti:
"Hüzün sonsuza dek sürecek..."
Sürmesin, sürdürmeyelim İnsanları incitmeyelim.
"Çok şey biliyormuş gibi konuşuyorsun. Ancak fazlasıyla silik birisin. Ağzından çıkan sözler beni şaşırtıyor, sanki biri bu sözleri kulağına fısıldıyor gibi. Kimbilir, belki de birinden ilham alıyorsun."
Hiç düşündünüz mü bu denizlerin , şu ulu bozkırın sonu nerede biter?Denizlerin arkası nereye dayanır? Gün nasıl doğar, nasıl batar? Günün arkasında ne var ?Radyo nasıl söylüyor, kuş nasıl uçuyor, hiç düşündünüz mü ?
“Babam zamanında bire otuz veren toprak, şimdi bire beş bile veremiyor. Torunum zamanında bire bir bile vermeyecek, dünya kötüleşip, insan piçleşiyor.”