Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sena Gezmiş

"Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye çalışıyordum, ara sıra ellerimin bulaşığıyla gidip onun uyuyuşunu seyrediyordum, demek onu seviyordum, demek onu seviyordum diyordum kendi kendime."
Reklam
"Bir yaşantıyı tam bitirmeli. Hiçbir iz kalmamalı ondan. Yeni yaşantılar için. Bunu önceden bilseydim, yaşantı milyoneri olmuştum. Ha ha."
" Öfkelenince de onların bütün kusurlarını, küçüklüklerini, daha önce hoşgörüyle karşıladığım kendini beğenmişliklerini daha şiddetle görüyordum ve unutmuyordum."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Oyuna gelmemeliydim bana oyun oynanmamalıydı. Bütün gücümle uyanık kalmalıydım..."
" Gitmek istiyorsa sevgili, mademki budur gönlünün dilediği, dilinin söylediği, kenara çekilip yol açmak lazım gidene. Vazgeçebilmek. Aşk ancak özgürlükten doğar, özgürlükten beslenir. Özgürlüğün olmadığı yerde ne tam anlamıyla aşk vardır, ne dostluklar."
Sayfa 244Kitabı okudu
Reklam
"Çünkü değişmedi dünyanın eski kanunu: Yasaklar, başka yasakları doğurur. Şiddet, şiddeti besler. Nefret söyleminden yepyeni nefret söylemleri çıkar. Sonra uyanır, bir derin uykudan silkiniriz. Ama olan, geçen baharlara, yıpranan hayatlara, kaybedilen zamana olur."
Sayfa 226Kitabı okudu
“Birilerinin arkandan konuşmasından daha beter bir şey varsa o da kimsenin senin hakkında konuşmamasıdır” demişti Oscar Wilde o her zamanki keskin zekası, kinayeli üslubuyla. Ama hemen ardından eklemişti: “ Söylenenlerin bir önemi yoktur, söyleyenin önemi vardır.”
Sayfa 126Kitabı okudu
Erkekliğin inşası
Ne yazık ki sokakta kadınlara laf atan ama kendi kız kardeşlerine yan gözle bakılınca kanına dokunan bir erkeklik modeli var. Ve gene ne yazık ki, biz kadınlar yetiştiriyoruz onları. Doğdukları andan itibaren " Koçum, sultanım, aslanım..." diye diye. Onları ayrıcalıklı olduklarına gene biz anneler inandırıyoruz. Sonra o zanla onlar gidip başka kadınların kalplerini kırdıklarında kendimize hiç pay çıkarmıyoruz.
"Ve biz kadınlar kendimizi bozuk akçe gibi harcamadan sevemez miyiz bir adamı?"
"Ölene kadar seveceğim" yemini ne kadar temelsiz aslında, boş bir dayatma. Şu anı bilebiliriz sadece, koca bir ömre dair edilen her taahhüt, özünde zorlama.
Reklam
Yürüyemeyeceğini iki taraf da gayet iyi bildiği halde başlar bazı aşklar. Hep "bile bile lades" kimi sevdalar.
"Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçeklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı."
Sayfa 237Kitabı okudu
"Ama ben artık ne için pişman olduğumu bile bilemiyorum."
Sayfa 215Kitabı okudu
"Hem depresyonu yaratan şeydi hem de korkuyla umutsuzluk arasındaki ayrımdı bu. Korku, bir mahzene girerken kapının kapanıvereceğini düşünerek endişelenmekti. Umutsuzluksa o kapının kapanıp üstüne bir de kilitlenmesi demekti."
Sayfa 212Kitabı okudu
"Pişmanlıklar kaybolup gitmezdi. Sivrisinek ısırığı gibi değildirler. Sonsuza kadar kaşınırlardı."
Reklam
“Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?”
Sayfa 39 - Kırlangıçlar’danKitabı okudu
“Kucağında taşıdığı aç çocuğu yaşatmak için sarhoşların arkasından koşan kadınları; ve karnında taşıdığı günahsız çocuğu öldürmek için hekimlerin cebine beyaz alevli inci salkımları koyan kadınları gördü. Kardan ve rüzgârdan koruyan bir dükkan kepengi altında, başını bir köpeğin sırtına dayayarak uyuyanları ve güzel ısınmış odalarda, Çin ipeği örtülü yataklarda, nikris ağrılarıyla kıvranarak uyuyamayanları gördü.”
Sayfa 29 - Kurtarılamayan Şaheser’denKitabı okudu
“Fakat herhalde ikinci bir aşka atlamak, senin için o kadar güç olmamıştır. İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.”
Sayfa 14 - Değirmen,denKitabı okudu
“Böyle durumlarda genç adam iki eliyle yüzünü kapar, insanların kalbinde insani duyguların ne kadar az olduğunu ve her yerde iyi, saygın ve aydın olarak bilinen nice insanın kalbinde ne derece kabalığın, acımasızlığın yer aldığını düşünürdü.”
“Kişinin kendi kendisini suçlamaya başlaması nasıl da zengin bir tatmin duygusudur. Kendimizi suçladığımız anda, başka birinin bizi suçlamaya hakkı kalmadığını sanırız. Kişiyi günahtan arındıran bizzat itiraftır, günah çıkartan papaz değil.”
Sayfa 138Kitabı okudu
“Mutlu olduğumuzda mutlaka iyi bir insan oluruz ama her iyi insan olduğumuzda mutlu olmayabiliriz”
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
“Başkalarının alacağından korkmasak terk edeceğimiz öyle çok şey var ki”
“Yeni edindiğim dostlar hakkında her türlü bilgiyi öğrenmek eskiden beri âdetimdir, bir de eski dostlarım hakkında hiçbir şey bilmemek…”