Çok az şeyleri vardı. Dünyevi mallara hayranlık duymuyorlardı. Bundan dolayı kibirli, ihtiraslı ve aç gözlü değillerdi. O kadar az yiyorlardı ki en dindar münzevi bile o kadar az yiyecekle yetinmezdi. Neredeyse çıplak dolaşıyorlar, sadece ayıp yerlerini bir şeylerle örtüyorlardı. Bazen de sırtlarına kare şeklinde pek uzun olmayan bir giysi atıyorlardı. Çoğunluğu yer örtüleri üzerinde yatıyordu. Sadece daha varlıklı olanları dört köşesi düğümlü ve çatıya bağlanmış bir tür ağ üzerinde yatıyorlardı. Yerliler buna, kendi dillerinde hamek diyorlardı.