Evet, bu kitapla tanışma hikayemden başlamak istiyorum öncelikle.
Serkan Karaismailoğlu'nun Arachnoid Mater kitabını okurken; Pia'yi ( ana karakter) tutsak etmek maksatlı, gözden uzak olan dağ yamaçlarına götürürler. Burası aslında varsıl ve yaşlı kişilerin uyutularak rüya yoluyla başka alemlerde yaşamalarına olanak sağlayan bir klinik. Karaismailoğlu, bahsi geçen bu kliniğin özelliklerini Thomas More'un kitabında karakterize ettiği, ideal toplumun yaşadığı yerin dağ yamaçlarına benzetir.
Buna binaen kitabla olan tanışıklığım başlar.
Utopia son zamanlarda okuduğum en güçlü kurguya sahip diyebilirim.
Özellikle Mina Urgan'ın kitabın muhtevasına dair yapmış olduğu açıklamada insanda farklı bakış açıları uyanmasına sebep oluyor.
Utopia More'un ideal topluma dair vermiş olduğu bilgilerin kurgulanmasıdır aslında.
Mesela günümüz toplumlarının hatta insanoglunun varolmasından bu yana güce, paraya, altına,(...)eşyaya olan tutkusunu ele alırken, Utopia halkının bu gibi şeylere değer vermediğini, hatta altın, gümüş, elmas gibi madenlerin kölelere takıldığını aktarır.
More kendisi Katolik kilisesine mensuptur. Kendisi gibi Katolik olan VIII. Henry karısından ayrılıp Anne Boleyn ile evlenmek ister. Lakin Katolik Kilisesi bu duruma izin vermez. O da bir yolunu bulur ve karısını boşayıp Boleyn ile evlenir. Bununla yetinmez bazı kiliselerde kendisini dinin önderi ilan etmesine ister. Sonuç itibariyle bu duruma karşı olma Thomas More Krala itaat etmediği için idam edilir.
O vakit şiddetle tavsiye ederim meraklılarına.