Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
SELDA DALAMAN
SELDA DALAMAN
@SeldaDalamanAydin
53 reader point
Joined on January 2019
Şu anda okuduğu kitaplar
Kitabımız bir kedi üzerinden, duygu ve yargıların yönlendirme ve ortamla nasıl değişebileceğini ve koşulsuz sevginin saflığını son derece sade bir şekilde anlatmış ,trajikomik bir öykü..
‘’ Kedilerin kendi bilgelikleri vardır. Şiniko eskiden düşman olarak gördüğü kediye gerçek sevgisini sunduğunda Lili’nin hemen tavrının değişmesi bunu kanıtlamıyor mu?’’
Kitaptan aldığım bu cümle o kadar önemli ki ,
Bizler karşımızdakine sevgimizi vermek için çoğu zaman bunu bazı şartlara bağlı tutuyoruz. ‘’Onu yaparsan’’ ,’’böyle davranırsan’’, ‘’benim istediğim gibi olursan’’ , ‘’benim şartlarımda kalırsan’’ seni daha çok severim algısını en başında çocuklarımızı yetiştirirken vermeye başlıyoruz. ‘
’Eğer dersini yaparsan ‘’, ‘’eğer uslu durursan ‘’, ‘’eğer yemeğini yersen ‘’ yaklaşımları ile belki istemeyerek de olsa sevmenin şartlara bağlı olduğunu onlara empoze ediyoruz.Ve bu yetişkin olduğumuzda da devam ediyor bu tavırlar ..
Deneyimlerimizin birçoğu bize sevgiye sahip olabilmek için onu hak etmemiz gerektiğini ya da kazanmamız gerektiğini öğretti. Bunun adı koşullu sevgidir, tıpkı bir takas ya da iş anlaşması gibi.
Koşulsuz sevgi hiçbir sebep ve çıkar olmaksızın karşılıksız sevmektir.
Bu konuda ilk yapacağımız şey ise önce kendimizi sevmeyi öğrenmektir. Eğer kendimizi sevemiyorsak başkalarını hiç sevemeyiz.
Sevgisizliğin, dünyadaki mutsuzlukların çoğunun sebebi olduğunu artık fark etmemiz gerekiyor..
Bir kedi ,bir adam ,yeni eşi ve terk edilen eş arasındaki bu tatlı farkındalık dolu hikayeyi ben çok sevdim.
‘’Neden ölmek kötü bir şey mi? dedi Yonğhe ..
Toplum baskısı, duygusal şiddet, fiziksel şiddet bunların hepsinin hedefi olan bir insan. Ve bu insan, bir kaçış yolu arıyor ve bağlantıyı kesiyor hayatla , burada ama aslında yok.
Babasından gördüğü fiziksel şiddet ve eşinden gördüğü psikolojik şiddete hep sessizce boyun eğmiş Yonğhe ..
Şiddetin her türlüsünün insanda yaratabileceği travmayı ,üç uzun öykü tadında ama birbirleri ile iç içe bir romanda okuyoruz.
Üç farklı insanın bakış açısından bir hikaye anlatılıyor. Hikayenin kahramanı Yonğhe hep çok sessiz, tek tepkisi vejetaryen olmak istemesi ki bu seçime de herkes karşı çıkıyor hatta bu yüzden de yine şiddet görüyor ve hayata bağlandığı incecik ipi de koparıyor ...
Hikayede biz kocasının, kız kardeşinin eşinin ve kız kardeşinin gözünden Yonğhe'nin sessiz çığlığını anlamaya çalışıyoruz..
Güney Kore'li bir kadın yazarın kaleminden çıkan bu kitabı ben çok ama çok sevdim..Kitabın bazı bölümlerini okurken iğreti olabilirsiniz ama bu harika kalemi mutlaka okuyun derim..Yazarın diğer kitabı ‘’Çocuk Geliyor ‘’u okumak için sabırsızlanıyorum..
"Kendini normal gören insanların, normal olmadığını düşündükleri insanları yargılama merakı vardır’’ diyor yazar Sayaka Murata ..
Normal nedir ? Kim belirler bu standardı ? Kime göre ve neye göredir bunun ölçüsü ?
Hepimiz bu hayatta değişik yollardan, değişik tecrübelerden geçerek ilerliyoruz ..Hepimizin yaşadığı aile şartları
Reader Follow Recommendations
İnsanoğlu; ağzından çıkan cümlelerin, beyninde çıkan düşüncelerin bütün evreni dolaşıp, tekrar onlara geri döndüğünü bilse, çok daha dikkatli olurdu.
Albert Einstein
Çevremizdeki her canlı hatta cansız ile etkileşim ve bir enerji alışverişindeyiz. Farkında olsak da olmasak da bu alışverişlerden etkileniriz..
Bazı insanlarla vakit geçirince, kendimizi iyi bazıları ile vakit geçirince ise kötü hissederiz..
Bir eve, bir mekana girdiğimizde ,oradaki insanlar konuşmadan bile , o ortamın mutlu mu , mutsuz mu olduğunu hissedebiliriz
Her birimiz kendi fizik ve psişik (ruhsal) atmosferimizde yayın yapar ve yapılan başka yayınları da bünyemizde hissedebiliriz.
Bu durum bir grup içinde çok net gözlemlenebilir. Gruptaki bir kişi sinirlendiğinde, ortamın enerjisi de birdenbire değişir gerilim ve tedirginlik diğer kişileri de etkisi altına alır..Sinirli kişinin yaptığı öfke yayını diğer bireyleri de etkiler..
Her tür duygular ,düşünceler ve niyetler zihinlerimizden ,bedenlerimizden dışarı çıkıp yok olmamakta ve başka bireyleri de etkisi altına alabilmektedir.
Duygularımız,düşüncelerimiz,hislerimiz enerjetik bir salınım ile çevremizdeki atmosfere yayılır.Her düşünce ve duygu enerjetik bir faaliyettir.
Psişik korunma ,enerji nedir sorusunu çok anlaşılır ve basit bir şekilde açıklayan , etrafımızdan maruz kalacağımız negatif enerjilerden ,olumsuz düşüncelerden nasıl korunabileceğimizi çok kolay ve uygulanır tekniklerle anlatan bir kitap ..
Bu konulara merakı, ilgisi olanlar için çok güzel bir kitap..
Aile romanlarını ve filmlerini çok severim. Her bir karakterin esere kattıkları duyguları ,düşünceleri, birbirleri ile bağlantıları ,kesişen yollarını , okumaya ,izlemeye bayılırım .
Bu kitapta da sevgili Defne Suman, karakterlerin içsel duygularını çok güzel ifade etmiş anlatmış
Kitap çok akıcı bir dille yazılmış okuması çok keyifli .. Dört anlatıcı tarafından aktarılan , zamanlar ve mekânlar arasında yolculuk eden roman, büyük adada geçen , aile, ilişkiler saklanan kimlikler, saklanan sırlar, kadın erkek ilişkileri ,aşk ,bağlılık ,atalardan bize aktarılan duygular ,‘’Karadeniz Rum Halkının" yaşadığı trajedi, mübadele ve yaşananlar etrafında oluşuyor ve sizi alıp götürüyor ..
Yazar birey olarak yaşadığımız acıların aslında ailenin uzun bir zincirinin ucundan bize dokunduğunu anlatıyor .
Sizce kim olduğumuzu anlamak geçmişimizi bilmek ile mi olur ?
Bence evet …Bu konu ile ilgili aile dizimini deneyimlememiş dostlara da deneyimlemeleri tavsiyemdir.
Sözün özü kitaba bayıldım ve sevgili Defne Suman'ın bütün kitaplarını okumak okumak istiyorum.. Çok tavsiyemdir..
Çok sevdiği eşini kaybeden yaşlı bir kadının ruhundaki fırtınayı, kuşak çatışmasını, yanlızlığını ,sessizliğini,saygısını ,içine kapanmasını muhteşem bir şekilde okuyucuya yansıtıyor. Bunu sade ve basit cümlelerle yapıyor ama bu cümlelerin hepsi insanın yüreğinin en derinlerine işliyor.Her karakterin iç dünyasını ve bu yaşanılan olaylara bakış açılarını da harika bir şekilde bize aktarıyor yazar.Kim ne hissetmiş ne düşünmüş ? Kitabı okurken yaşananları hissediyor, okuduğunuz alandan çıkıp İzanın Etelka’nın yanına gidiyorsunuz. Okurken boğazım düğümlendi gidip Etelka’ya sarılmak istedim., Herkesin bir yaşantısı, alışkanlıkları vardır ve bunlar zaman içinde değişebilir. Hepimiz hayattan farklı şeyler deneyimleyip farklı şeyler öğreniyor ve farklı bakış açılarına sahip oluyoruz.Burada anahtar kelime benim için şefkat oldu. Şefkatli görünmenin ardındaki bencillik, oto kontrol ve empatisizliğin ne demek olduğunu düşündüm sık sık .. Herkes için her şeyin en iyisini düşünmek hastalığına kapılmış olan Iza’yı ve onun oyuncağı olan annesini düşündüm ..
Kitaptan bir cümle ile bitirip bu şahane kitabı okumanızı öneririm.Sevgiyle
‘’Ne acımasız bir şefkat! Sevgi her zaman bu kadar sahiplenicidir belki de!’’
Irmak Zileli’nin son kitabı Bozuk Saat, benim okuduğum ilk Irmak Zileli kitabı idi.
Bir yazarı ilk kez okuyacaksam okumaya başlayacağım o kitabın hangisi olması gerektiği konusunu , ben çok önemli buluyorum .Çünkü o kitabı sevince yazarın diğer kitaplarını da okumak için bir aşk duyuyorsun.Devam ettiğinde arada pek sevemediğin kitapları olsa da okumaya devam ediyorsun o yazarı .Ama ilk kitabı sevmezsen tekrar o yazarı okumak epey zorlaşıyor, zaman alıyor belki de bir daha hiç elin gitmiyor.
Bu sefer hislerime güvenerek benim için ilk olan Bozuk Saat’i okudum ve ben çok sevdim.Irmak Zileli’nin diğer kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum.
Irmak Zileli sıcak ,sade ve akıcı bir dille sistem ,düzen ,ilişkiler analizi yaparak ,kitabı elden bıraktırmadan okutturuyor ,nasıl bitti anlamıyorsunuz.
Etrafımızdaki çok tanıdık çok bildik hayatın içinden insanlar var bu kitapta, mahalleden
sokaktan ,okuldan, işten tanıdık.Aile meseleleri ,anne olmak, baba olmak ,evlat olmak,eş olmak , çocuk olmak hatta eşya olmak ,köpek olmak , hepsi var, her şeyin bir ruhu var .
Peki ruhların derinlerine inilse ,kırılmış bir saat kırılmış insanların, eşyaların, canlıların nabzını tutsa , nelere şahit olurduk ?
Bu sorunun cevabı bu harika kitapta. ‘’Umut varken çoğu kişi biraz nasıl desem tembeldir,ama hiç umut kalmadığında hemen herkes birdenbire çalışkan olur’’ ‘’Bunlar çok iyi insanlar ama tek sorunları şu ki herkesin kendileri gibi olmasını istiyorlar ‘’
Herkesin yaptığına benzer bir şey yapmıyorsan yaptığın şeyin olmadığına kim karar veriyor ? Başkaları senin şevkini kırıyor sen de vazgeçiyorsun..Oysa hiçbir şeyin tek bir yolu yok.Bazen minik bir noktanın büyük bir başlangıç olabileceğini unutmamak gerekiyor..
Anda kalabilmenin yöntemlerini çocuğunuz ile birlikte yapabileceğiniz kısa ve basit alıştırmalarla anlatan harika bir farkındalık kitabı..Ne kadar önemli anda kalmak ,anda kalıp o anın tadını çıkarabilmek.Duygularımızı yönetmenin sırrı onların farkına varıp tanımaktan geçiyor.Çocuklarımız kendi düşünce ve duyguları ile barışık olmayı ,kendine ve başkalarına nazik davranmayı ,dikkatini vermeyi “burada olup fark etmeyi” öğrenseler ne güzel olurdu değil mi ?
Merhaba sevgili dostlar ,
Bir akşamda bir solukta nefis bir kitap okudum ..
Melisa Kesmezi ''Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz '' kitabı ile tanımıştım belki zamanı değildi çok samimi olamamıştık kendisi ile ama nefrette etmemiştik birbirimizden.
Bir yazarı tek bir kitapla yada satırla yargılayanlardan değildim ,elbette bazen bazı şeyler
Merhaba sevgili dostlar
Bu kitabı ilk aldığım zaman sanırım 7-8 sene önceydi adını çokça duymuştum o yüzden almıştım ..Kitabı okumak için elime aldım ve okuyamadım bu ne anlatıyor dedim ve bıraktım..Bir daha elime almadım ..Sonra hayatı sorgulamaya başladığım bir dönemden geçtim ve epey yol katettim ama yine de kitaba karşı bir korkum vardı elime tekrar almayı bile denemedim.
Zaten kitap ile ilgili şöyle söyleniyordu, hayatla ilgili sorgulamalarınız başladığında yanlış giden şeylerin farkına vardığınızda ,değişim yoluna girdiğinizde bu kitap sizi bulacak.
Sonra Vakit geldi dedim ve okudum .
Sen de sorumluluk almaya hazırsan ..Bu hayatta başına iyi kötü ne geldiyse sebebinin kendin olduğunu kabul edebileceksen bu kitaba başla..
Çünkü kolay bir kitap değil evet okunması seni biraz zorlayabilir ama o okula girdiğinde çok şey değiştiğini göreceksin ..
Düşüncelerimizin hayatımızı nasıl şekillendirebileceğini öğreneceksin
Mutluluğun bir düşleme sanatını olduğunu öğreneceksin.
En yüce sanatın An ‘da gerçekleştirdiğimiz değişimimiz olduğunu göreceksin..
"düş var olan en gerçek şeydir" diyen, an'ın farkına varmamızı öğütleyen bu kitaba hazırsan okuyabilirsin ..
Sevgilerimle..
Merhaba sevgili dostlar ,
Bu kadar kendini ispatlamış bir roman üstüne ne söylenebilir ki ?Gerçekten çok etkilenerek bir solukta okudum hatta okumakta geç bile kalmışım.Söylenen bütün övgüleri hak etmiş bir roman bence..
Dorian Gray ' in Portresi, Oscar Wilde ' nin tek romanı olma özelliğini taşıyor.Yayımlandığı dönem büyük tepki görüp, büyük
Merhaba sevgili dostlar ,
Başucu kitaplarımdan biri dediğim Yaratıcı İmgeleme kitabını büyük bir keyifle okudum ve şimdi uygulamalarına başladım .
Elbetteki bu kitap içsel dönüşüme ilgi duyan, insanın en büyük yolculuğu olan içine yolculuğa çıkmak ile ilgili bir çabası olan bu konulara meraklı okurlar için..
Yaşamınızın her anı sonsuz bir yaratıcılığa ve evren sonsuz bir cömertliğe sahiptir. Yeterince açık bir dilekte bulunun yalnızca, çünkü yürekten arzulanan her şey mutlaka gerçekleşir diyor yazar Şhakti Gwain.. Ve buradan yola çıkarak herkesin yapabileceği basit imgeleme teknikleri ile yürekten arzuladıklarımızı gerçekleştirme yolunda bize yardımcı oluyor..
Çünkü Şifa daima içten kaynaklanır diyor.. Düzenli bir biçimde sükûnet bulup, içsel bağlantı kurduğumuzda, iç benliğimizin dikkatimizi çekmesi için hastalanmamıza gerek kalmaz diyor.
Tabi ki bu tarz uygulamaya yönelik kitapları okuduktan sonra bir değişim ve farkındalık yaşamak için kitap içinde önerilen uygulamaları yapmak gerekiyor..Yıllarca biriken tüm travmaları yada blokajları bir sihirli değnek ile değiştirmek mümkün değil biraz emek ve çaba gerektiriyor..Biz toplum olarak her şey çok çabuk olsun halledilsin istiyoruz..
Ne demiştik en güzel yolculuk içimize yaptığımız yolculuktur.
Bu yüzden bence bu kitap bunun için güzel bir adım..Kesinlikle tavsiye ediyorum..
Sen değiş dünyan değişsin..
Sevgilerimle...
Merhaba sevgili dostlar ..
71 sayfalık ama çok etkileyici bir roman okudum ..İçim daraldı şaşırdım bazı düşüncelere şok oldum ama çok etkilendim bir solukta okudum..
Bir kadının '' ben kimim '' ''ne istiyorum'' sorularına aradığı cevap ve kendi iç hesaplaşması, duyguları, düşünceleri yanlızlığı..
Kadın olmak üstüne bir roman ,bir erkeğin sahip olduğu hak ve özgürlüklerin ya da belki de kadının o erkeğe bu hakları vermesi ona sahipmiş gibi davranmasından dolayı hissettikleri.....Kapana kısılmış istemediği bir hayatta yaşadığı tarif edilmez bir çaresizlik..Bir kimliği yok sahte benlikleri var ,kendini bulmak için bir mezar kazıcının titizliğinde içini kazıması gerek..Rol yapmaktan yüz kasları ağrıyor, ruhu acıyor içi parçalanıyor.Tüm sahte rolleri bitince gece yatağında korkunç bir vicdan azabı ile ruhuna ettiği ihanetin acısı ile öylece yatıyor..
Gerçekten etkileyici bazen okuması zor bir hesaplaşma ve itiraf ...
Ben çok sevdim ..tavsiye ediyorum..
Merhaba sevgili dostlar ,
Bu benim ikinci Seray Şahiner kitabım ..İlki maalesef Seray Şahiner okumaya çok geç başlamış olmamdan dolayı Antabus değil, Gelin Başı ...Şu anda Antabus'un basımı da maalesef yok neden neden neden ???
Seray Şahiner bence içinde yaşadığımız toplumda her gün yanı başında yürüdüğümüz ,mahallede ,sokakta, lokantada ,kafede gördüğümüz ,konuştuğumuz,alışveriş yaptığımız karşılaştığımız insanları , yani hep yanı başımızdaki ama hiç fark etmediğimiz belki de dikkat etmediğimiz hepsi içimizden karakterleri ,hayatın içinden o sesleri ,o kadar güzel analiz edip anlatıyor ki kalbinize sımsıcak duygular akıyor kitaptan oluk oluk ..
Ben Feliçita'da ki gençlere ,Ufuk Çizgisi'ndeki imamın karısına ,donuyla sokakta kalmış kadına,terfi isteyen Emirhan'a ,ama özellikle Sarı Işık'taki Türkan'a gidip sıkı sıkı sarılmak istedim..
Seray Şahiner'i okuyunuz okutunuz efendim ..
Ben diğer kitaplarını ve özellikle Antabus'u ele geçirme planlarına başladım ..Sevgiyle...
Merhaba sevgili dostlar ,
Bu kitabı Kitap ağacı içsel dönüşüm kulübü ile ilk tanışmam ve ilk toplantım için almam gerektiğinde, aslında bu kitabın sadece bir biyografi kitabı olacağını düşünmüştüm. Oysa yazar Melis Aygen , Marilyn'in hikayesinin içerisine başka 4 kadın kahramanlı bir hikaye , yeniden doğuştan yola çıkarak spirütüel ve tasavvufla ilgili pek çok konuyu harmanlamış ve ortaya bambaşka bir kitap çıkmış.
Kitapta zamanda yolculuk yapan dört ayrı çağda, dört ayrı şehirde, dört ayrı ama aslında aynı kadının hayatlarının kesişme hikâyesi var. Tüm bunlar yeniden doğuş kavramı üzerinde yükseliyor.
Toplantımızda yazarımızda konuğumuzdu ve Kendisinin Marilyn Moonre 'ya benzerliği ve çok güzel olması toplantıda anlattıkları kadar beni etkiledi açıkçası çok farklı bir Aurası vardı .
Yazar Mevlânâ, “Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum. Bitkiyken öldüm, hayvan oldum. Hayvanlıktan geçtim, insan oldum. Öyleyse ölüm niye?” demiş. sözünü bize hatırlattı ,kitapta anlatmak istedikleri ile igili olarak..
Ben kitabı çok sevdim.Ama tabi bu kitabı okumak için biraz spirütüel konulara ,tasavvufa ve yeniden doğuşa ilginizin olması aşina olmanız gerekebilir.. Sevgiyle...
Hologram ile ilgili belki de en şaşırtıcı özellik en küçük parçasında bile bütünü taşıyabilmesi. Hafızamız tam da bu holografik prensibe göre çalışıyormuş mesela..
Evrenden ,biyolojiye, psikolojiye, fiziğe, spirütüelizme , tasavvufa , inançlara, bilime, hepsi birbirine zıt gibi görünen kavramların aslında hepsinin birbiriyle nasıl iç içe ve bir bütün oluşturacak şekilde kaynaşmış olduğunu görmenizi sağlayacak bir kapı aralıyor.Bu konuları anlamak isteyenlere tavsiye edebilirim.Çünkü bu kitap sizi gerçekten düşündürüyor. Açıkçası, sahip olduğumuz kalıplar nedeniyle dünyayı algılamamızda ön yargılıyız. Bu yüzden ön yargılarınız varsa pek memnun kalmayabilirsiniz..
Ayfer Tunç'a göre Edebiyatın Ölmediğini Kanıtlayan 5 roman başlıklı videoyu izledikten sonra bu kitabın siparişini verdim.
Çok yakıcı, delici ve rahatsız edici bir roman Tirza.
Hatta, romanda karşılaşacağınız konuşmalardan karakterlerden utanıp, yüzünüzü kızartabilir. Öfkelendirebilir! Kitapta baş karakter , beyaz, orta sınıf, Protestan ahlakı ile yoğrulmuş altmışlı yaşlarda bir Hollandalı olan Jörgen Hofmesseter ile canından çok sevdiği, yaşama sebebi ve takıntılı bir şekilde bağlı olduğu kızı Tirza’nın hikayesi var . Hikayede alışık olmadığımız anne baba ve ilişki tanımları var ..Herkes çok özgür ve çok bağımsız..Jörgen'in acısı, kendine yükleyemediği anlam, kendine hiç kimsenin yüklemeye değer bulmadığı anlamlar ,satır aralarına yedirilmiş derinliği, hiçlik algısı çok güzel bir şekilde işlenmiş aktarılmış .Jörgen kalıpları ve mükemmellik takıntısı olan bir adam ve bu durum onu çok başka bir noktaya sürüklüyor.Ve sonu inanın çok sarsıcı ..Kendimizi korumanın en güzel yolu dünyaya bakış açımızı mümkün mertebe esnek tutabilmekte olduğunu bir kez daha hatırladım okurken..Sonuç olarak “Tirza” içerisi ve dışarısıyla rahatsız edici bir roman ve belki de bu yüzden “rahatsız olmak isteyenlere” önerilmelidir.
Hayata karşı duyarsızlaşan, duygularını yitiren ve hissetmeyi unutan bir adamın ,bir burjuvanın tüm hayatını değiştirecek olağanüstü bir geceyi anlatıyor Zweig.
O gece yaşadığı bir olay onun hayatını sorgulayarak ruhsal bir dönüşüme gitmesine, en sonunda da hayatının amacını ve kendi benliğini bulmasına neden oluyor. O akşamdan sonra çok mutlu ve bilinçli bir insan olarak yaşamaya devam ediyor Hiç yalnızlık çekmiyor aksine artık sokakta gördüğü her insanla muhabbet ediyor, yardımlaşıyor ve artık yalnızlık duygusunu zerre kadar hissetmiyor.Okumanızı mutlaka tavsiye ederim..
Zweig okumaya bu sene başladım ama Zweig benim en sevdiğim yazarlardan biri oldu ..Amok Koşucusu'nu da çok beğendim.Ön yargıları nedeniyle bir insanın hayatını nasıl değiştirebileceğini anlatan bir öykü . Amok koşucusu adı verilen bir hastalık var , bu hastalık bir çeşit cinnet geçirme hali sonrasında, hasta kişi koşmaya başlıyor ve biri onu durdurana kadar koşuyor.Kitaptaki kahramanımız doktor da ön yargıları nedeniyle red ettiği kadının peşinden koşmaya başlıyor pişmanlıklarını gidermek için .Yine kişisel ve psikolojik çözümlemelere yer verilmiş şahane bir öykü. Peki siz kendinizi affettirebilmek için hatta daha da önemlisi kendinizi affedebilmek için neleri göze alırsınız?
Çok sevdiğim Zweig , keşke erkenden bu dünyadan gitmeyi seçmeseydin ve daha nice eserler verseydin bizlere .Zweig kitaplarında , çok derin duyguları su gibi anlatıyor ve akıp gidiyorsunuz içinde ..O çok sağlam bir ruhsal ve fiziksel tahlil üstadı ..İnsan psikolojisini çok iyi aktarıyor.Hem de sayfa sayısı bu kadar az ve öz iken duyguları bu kadar net bir şekilde okuyucuya geçiriyor olması müthiş .
Geçmişe yolculuk kitabında bize mekanlar eşyalar aynı kalsa da İnsanların duyguları zamanla değişiyor mu ? ve anılarla bir insan ne kadar idare edebilir ? ve sonrasında yıllarca tutunduğu o aşkı yaşayabilir mi ? sorularını yine çok güzel bir biçimde soruyor. Zweig tavsiye etmemek mümkün mü ? Bu sene tüm kitapalarını bitirmek istiyorum..
“Korku cezadan daha beterdir,çünkü ceza bellidir,ağırda olsa hafif de,hiç bir zaman belirsizliğin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir”
Yine harika bir Zweig kitabı okudum..Az ve öz yazmanın üstadı bir duyguyu bu kadar güzel anlatabilirdi ..
Hayatın en temel yasası çekim yasası ..çekim yasasını çok iyi bilirsek hayatımıza çekeceğimiz olumlu ya da olumsuz şeyleri belirleyebiliriz..Çekim yasasını öğrenebileceğiniz en iyi kitaplardan bir tanesi..Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur..
İlgilendiğim spirütüel kitaplar içerisinde ,sorularıma yanıtlar bulduğum ve beni çok etkileyen bir kitap oldu..Çok sevdim..Ancak bu kitabı okumak ve keyif almak için spirütüel konularda epey bir okuma yapıp belli bir kıvamda olmak gerek diye düşünüyorum ..İlgilenenlere çok tavsiye ederim..
