Selin Kesercioğlu

Selin Kesercioğlu
@Selinkes
Muğla'da bir okulda edebiyat öğretmeniyim, bundan sonra okuduklarım ile ilgili görüşlerimi herkesle paylaşmaya karar verdim.
Edebiyat Öğretmeni
Üniversite
Bodrum Muğla
Antalya, 5 June
50 reader point
Joined on June 2019
Türkan
Aldılar içeride... Kayıt kuyut yapılırken aldılar. Cebindeki sigarasını, çakmağını, birkaç kuruş parasını, beyaz ipek mendilini de aldılar. Baba yadigârı tespihini, Zeki Müren’in hediyesi gümüş tabakayı, lacivert kutunun içindeki yüzüğü... Hepsini aldılar. Ayakkabısının bağcıklarını bile aldılar. Ya içeride biri kendini asarsa? Cuntacılara iftira bile atılırdı. Adam astılar diye... Günlerce ifadesi alınmış, sorgusu yapılmış, itiraf etmesi istenmişti. Ne itiraf edecekti ki? Dilinin ucundaki tek itiraf Türkân’ı ne kadar sevdiğiydi. Onu da söylese kendisine ne kalırdı? Başka da bir şey yoktu hayatında, hiç de olmayacaktı. “O türküleri neden söyledin?” diye sordular. Sustu. Öyle soru mu olur?
Sayfa 46 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Alman Gelin
"Alman gelin karalahanadan bir kaşık alıyor, güçlükle yutuyor. Şu ağır kokusu olmasa belki birkaç kaşık yiyebilirsi ama mümkün değil. Gülümsüyor. Köylü kadının iyi niyetine, hiç mecbur olmadığı hâlde kurduğu sofraya minnettar. Ama Avrupalı o, yapmak istemediği bir şeyi yapmıyor. Karalahana çorbasını olduğu gibi bırakıyor. Çocuğun yaptığını yapıyor, mısır ekmeği ile yoğurt yiyor."
Sayfa 160 - İletişimKitabı okudu
nefes
Yıllardır âşıktı Murat Aslı’ya. Oysa bir kere görmüştü sadece. Kısacık bir an. Bir nefes alıp verme süresi kadar belki ama asıl önemli olan o nefesi içine nasıl çektiğin değil midir? İzmir’de yolları kesişmişti. Güzel, güneşli bir günde... Murat’ın belki de en güzel günlerini geçirdiği Ege’nin incisinde... Yalı Çapkını’nın kıyılarında...
Sayfa 117 - Destek YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Mavi pelikan
“Kasabalı ne derse desin, Mavi ile birlikte olmak istiyordu. Neden olmasın. Onu seviyordu. Onunla konuşmaktan, gülmekten, bakışmaktan, yürümekten hoşlanıyordu. (…) Kim ne derse desin. Annesine söylerdi. Anlardı. Anneler her şeyi anlardı. Anne ben Mavi’yi seviyorum. Evet, Mavi farklıydı. Bizim gibi değildi. Şimdiye kadar kasabadan kimse bir pelikanla evlenmemişti. Ne vardı. İlk olurdu. Hem o diğer kızlar gibi değildi.”
Sayfa 57 - SELKitabı okudu
Aralık
“Demek ki ben mutsuzum. Tuhaf bir su içmişim de sanki içim görünüyor Gözlerim buzdan İçimde yaz kırıkları”
Sayfa 38 - SELKitabı okudu
Reklam
Aralık
“Bize her şeyi yanlış öğretmişler Kudret. Bu dünyanın dörtte biri kara, dörtte biri gözyaşıymış. İnsanlıktan ikmale kalmışız haberimiz yok.”
Sayfa 37 - SELKitabı okudu
giriş
“Her şarkının bir hikâyesi vardır. Her hikâyenin de bir şarkısı... Ama eğer müzik güzelse... Bazen kelimelerin hiçbir anlamı kalmaz.”
Sayfa 4 - Destek YayınlarıKitabı okudu
intro
Unutmaya çalıştığın geçmiş en dişli rakibin olursa eğer, ondan asla kaçamazsın. İki seçeneğin vardır: Barışmak ya da savaşmak... Ben savaştım! Öfkeme yenik düştüm ve savaştım. “Karanlığın en koyu olduğu zaman, güneşin doğumuna en yakın andır” derler. İşte tam da öyle bir anda biri çıktı karşıma ve dedi ki: “Savaşılacak en büyük düşman öfkedir. Ve öfkeni yenmek için kullanacağın en güçlü silah yeteneklerindir.” O günden sonra öğrendim gitar çalmayı. Telinden çıkan her nota önce ses oldu. Her ses bir nefes, her nefes ise yeni bir dost... Dostluklar birleşti, şarkı oldu. Şarkılar çoğaldı, biz olduk. Aşk olduk, âşık olduk... Müzik olduk. Madem müzik olduk, hadi başlayalım. Son ki üç dört...
Sayfa 7 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Sır Kâtibi
Sır ertelenmiş bilgidir aslında. Zahir olanı herkes görür. Sadece bilmek istemez. Erteler, geciktirir. Oyalar, kendinden saklar. Unutmak ister. İnsanlara ağır gelen gerçeklerdir. Sırlar değil... Bu yüzden gerçekleri sırlaştırırız. Katlanabilmek için... Başa çıkma çabasıdır. Gerçeklerle olduğu gibi baş edilmesi gerekmez sırlarla.
Sayfa 177 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Hayalperest
“Ben ünlüyüm zaten” dedi Murat. “Dünyaca ünlü bir hayalperestim.” “Dünyaca ünlü mü?” dedi kız şaşkınlıkla. “Peki, ben neden tanımıyorum seni o zaman?” Aslı’nın güzel yüzünü avuçlarının arasına alıp gülümsedi. “Demek ki... Sen benim dünyamda değilsin.”
Sayfa 30 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Hicaz taksim
Hicazdan girdi taksime. Sakin, duygusal, ürkek... Duraksaya duraksaya çalıyordu. Arada verdiği eslerde hatırlıyordu yıllar önce âşık olduğu kadını. Yavaş yavaş coşkulanan, arada tekrar yavaşlayıp gönül titreten nağmeler... Bir fırtınayı anlatıyordu. Dalgalar çarpıyordu yüreğine... Arada hafif serpintiler... Huzursuz çalkantılar... Seneler öncesinden gelen bir ezgi... Hiç yaşanmamış bir aşk hikâyesinin asla unutulmayacak anıları...
Sayfa 138 - Destek YayınlarıKitabı okudu