Beğenmekle beğenmemek arasında kaldığım bir kitapdı diyebilirim.
Hem kitabın kısa olması hem de araştırmacı tarzından dolayı oldukça sürükleyici bir kitaptı.
Kitabın baş kahramanı İbrahim; aslen Mardin'li olup, İstanbul'da ikamet eden bir gazeteci. Bir gün çocukluk arkadaşının öldüğü haberini alıyor ve ölümünün arkasındaki sebepleri araştırmak için Mardin'e gidiyor. Burada çocukluk arkadaşı Hüseyin ve onun sevgilisi Yezidi olan Meleknazın hikayelerini araştırıyor.
Kitap olayy örgüsü olarak oldukça sürükleyici. Meleknaz'a ne oldu diye merak ederken bir bakmışsınız kitap bitiyor. Fakat çok fazla hurafe bilgi dolu ve bu biraz rahatsız edici geliyor. Ayrıca kitapta Mardin'i anlatırken sadece İşid, oradaki dinsel baskılar ve bir-iki ev yapısından bahsedilip üstün körü bırakılmasıda güzel olmamış. Kitabın neredeyse tamamı Mardin'de geçtiği halde yapılmaya çalışılan kültür betimlemeleri benim için yetersiz geldi.
Beni en çok vuran nokta ise hem Hüseyin'in hem de Nergis'in son cümlesi olan 'ben bir insandım'.
3 kelimelik cümle öyle çok şey anlatıyor ki...