Semih Karakaş

Semih Karakaş
@Semih1626
Daha fazla gözlem daha fazla bilgi anlamına gelmez. Evreni anlamak için gözlemlerimizi kapsamlı teorilere bağlayabilmemiz gereklidir. İlk gelenekler teorileri genellikle hikayelerde formüle ederken, modern bilimse matematiği kullanır. Kutsal Kitap'ta, Kur'an'da, Vedalar'da veya Konfüçyüs klasiklerinde çok az formül, çizelge ve hesap vardır. Geleneksel mitoloji ve metinlerin genel yasaları matematiksel olarak değil öykü formatında sunulmuştur. Örneğin Maniheizm dünyanın iyi ve kötü arasında bir savaş alanı olduğunu ileri sürer. Kötü güç maddeyi, iyi güç ise ruhu yaratmıştır. İnsanlar bu ikisi arasında kalmıştır ve iyi veya kötüden birini seçmek durumundadır. Yine de Mani peygamber bu iki gücün kuvvetlerini matematiğe dökerek insanların tercihlerini öngörmeye yardım edecek bir formül geliştirmeye çalışmadı. Örneğin hiçbir zaman, ''bir insan üzerinde etkili olan güç, ruhunun ivmelenmesinin vücudun ağırlığına bölünmesine eşittir.'' gibi bir hesap ortaya koymadı.
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Modern bilim, ''bilmiyoruz'' anlamına gelen Latince öğüde dayanır ve hiçbir şeyi bilmediğimizi varsayar. Bundan daha da önemlisi, şu ana kadar bildiğimizi sandığımız şeylerin zamanla yanlış çıkabileceğini de kabul eder; hiçbir kavram, fikir veya teori kutsal ve eleştiriden muaf değildir.
Modern Batılılar, ırk hiyerarşisiyle dalga geçmek üzere eğitilirler. Siyahların beyazların mahallesinde yaşamasını, beyazların okullarında okumasını veya beyazların hastanelerinde tedavi görmesini engelleyen yasalar onları şoke eder. Ancak zenginlerin diğerlerinden ayrı ve daha lüks mahallelerde yaşamalarını, yine ayrı ve daha prestijli okullarda okumalarını ve diğerlerinden farklı olarak daha iyi donatılmış hastanelerde tedavi görmelerini öngören zengin-fakir arasındaki hiyerarşiyse pek çok Amerikalı ve Avrupalıya gayet normal gelmektedir. Oysa pek çok zengin insanın zengin bir ailede doğduğu için zengin olduğu ve pek çok fakirin de fakir bir ailede doğduğu için hayatları boyunca fakir kalacağı kanıtlanmış bir olgudur. Maalesef karmaşık insan toplumları, hayali hiyerarşilere ve adil olmayan ayrımlara ihtiyaç duyar.
Sayfa 144Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Tarih boyunca çobanlar ve çiftçiler hayvanlarına büyük sevgi gösterdiler ve onlara iyi bakmaya çalıştılar, tıpkı köle sahiplerinin kölelerini sevip onlara iyi bakmaya çalıştıkları gibi. Kralların ve peygamberlerin kendilerini çoban olarak göstermesi ve bir çobanın sürüsüne özen gösterdiği gibi halkına özen göstereceğini iddia etmesi tesadüf değildi.
Sayfa 109Kitabı okudu
MUTLULUK NEDİR?
Mutluluk belki de, bir insanın anlamla ilgili sanrılarını, hakim kolektif sanrılarla uyumlu hale getirmesidir. Kişisel hikayelerimiz, etrafımızdakilerin hikayeleriyle uyumlu olduğu sürece hayatın anlamlı olduğunu ileri sürebilir ve bu bilinçle mutlu olabiliriz.
Reklam