Zaman tasarrufu için akıllı telefonlar, bilgisayarlar, tabletler üretir pratik aletler satın alır ve en hızlı araç gereçleri hayatımıza dahil ederken nasıl olur da yine zaman sıkıntısı çekeriz? Ne yaparak ve nasıl geçireceğimizin endişesini yaşarken şu yasaklı pandemi günlerinin dahi ipini elimizden kaçırıveririz? Zamanı ölçsün diye kullandığımız saat ve takvimler nasıl olur da hissettiğimiz zamanı göstermez?
Bizden zamanımızı (ç)alan belki de zamanı bize getireceğini sandıklarımızdır!
Tıpkı en küçük ayrıntılarına kadar öyle ince düşünülerek yapılan, uzaktan kumandalı, ışıklar saçan, konuşan düşünen, hareket eden, hayal gücünü besleyeceğini düşündüğümüz pahalı oyuncakların aslında çocuklardan hayal kurmayı (ç)alması gibi,,, Bakıcıların öğrettiği ve sevinmek, heyecanlanmak gibi birçok duygunun yanında yararlı birçok şeye de hizmet edeceği düşünülen ancak bunlar için çocukların sevinme ve heyecanlanmayı unuttuğu birçok oyun gibi,,,
İşte böyle oyun ve oyuncakları bir kenara, kendileriyse kendi hallerine bırakıldığında ne yapacaklarını bilemeyen ve akıllarına hiçbir şey gelmeyen çocuklar ile çalınmış zamanı geri getiren çocuk Momo‘nun öyküsü bu. “Ben olup bitmiş gibi anlattım ama siz gelecekte olacakmış gibi okuyun” diyor yazar. Bizse olmakta olan gibi okuyalım derim ben.
P.S. Aile boyu her yaştan bireyle sesli sesli okumalısınız diye de eklerim. #momo
⏰⏰⏰