Koca Victor Hugo! Eğer dünyanın medeni kanunlarını düzenledikleri zaman sana sormuş olsalardı, insanlık medeniyetinin esasını öyle bir şekilde tertip ederdin ki ben bile beğenecek birçok yönlerini bulurdum.
Hayal âleminde fikrimi gezdirerek ve gördüklerimin bir kısmını da kendi hususi âlemimde uygulamaya çalışarak şöylece birkaç dakika geçiririm. Zaten Victor Hugo da insan için bundan ziyade zenginliğe ulaşmanın mümkün olmadığını söylüyor.
Zira ben hiçbir kimsenin özgürlüğüne dil uzatmayı sevmem. Fikrimi de hiçbir zaman kabul ettirmek için söylemem. Kabul eden eder, etmeyen görüşümü yine bana iade eder.
Seni Frenk asmasının hanımeline sardığı gibi saracağım. Dişi sarmaşık, karaağacı nasıl sarıyorsa öyle saracağım. Ah, seni sen kadar çok seviyorum. Sana nasıl hayranlık duyuyorum!
Sana karşı ne kadar ciddi olduğumu neden göremiyorsun? Aşk gözyaşları yalan olamaz ki. Bak nasıl ağlıyor, sana nasıl yalvarıyorum. Bütün bunlar en yüce gerçektirler.
Nasıl oluyor da gözleri bu kadar parlak olabiliyor? Ağlamaktan olmadığı kesin. Eğer öyle olsaydı benim gözyaşları ile yıkanan gözlerim onunkinden çok daha parlak olurdu.
Aşk, sabırsız çocuk gibidir. Ve bu nedenle her zaman yanlış seçimler yapar. Çocukların oyun oynarken hile yaptıkları gibi, aşk da hilebaz ve yalancıdır.