Doğan Cüceloğlu'na Rahmetle...
“Ben Amerika'da 25 yıl kalmış bir insan olarak şöyle bir gözlem yapıyorum. Amerika'da hiç eğitim görmemiş bir insanla aynı odada kalmaktan korkarım. Beş dolar için gırtlağını kesebilir. Eğitim orada gerçekten bir fark yaratıyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe, uygar, olgun, sorumluluk sahibi, verdiği sözü tutan,
Burada olsaydın anlatacak çok şeyim vardı. Belki de susardım saatler boyu. Konuşmam gereken hiçbir yerde konuşamadığım gibi. Sokak lambasının odaya vuran yarım yamalak ışığında, birkaç dize şiir okurdum yorgun gözlerimle.
Bu kitabı okuduğum için hem mutluyum hem de hüzünlü... Tarık Tufan'ın kendine has olan değerli kalemiyle neden bu kadar geç tanıştığıma kızıyorum. Yazar yazmış olduğu bu eserinde bitmeyen sorunları ele almış esasında. Yaşananlar 90, yıllara ait olsada izlerini günümüze kadar taşımakta ( Belki de geleceğe...). Dinî görüşlere saygı duyulmayan, istismar ve cinayetlere isteyerek ya da istemeyerek göz yumulan dünya düzenine , oyun oynaması gereken masum çocukların iş hayatına atılmasına serzenişler... Çok fazla cümlenin altını çizdim. Ve çok fazla cümlenin altında ezildim ... Yazacak çok fazla şey var ama duygu yoğunluğu sebebiyle toparlayamıyorum. O yüzden çok uzatmadan sözlerimi kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum . Bir de unutmadan şunu da söyleyeyim mutlaka Tarık Tufan okuyun, okutturun !
~ On iki yaşındaki çocukların yalnızca yere düşen dondurmalarına, kirlenen pantolonlarına, kırılan bisikletlerine, yırtılan kitaplarına ağlamalarını diliyorum.
...Ben, genç, yaşlı hepinizi,vücudunuza, paranıza değil, her şeyden önce ruhun en yüksek eğitimine önem vermeniz gerektiğine inandırmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyorum...