Ne yazabilirim ki?
Hangi hissiyatla anlatabilirim ki?
İçimde derin bir sızı,
Müslümanlığımı değil
insanlığımı sorgulayan bir sızı!
Küçücük bir çocuğu görüyorum,
Haykıramadığı öfkesini
tüm benliğimle hissediyorum.
Aman ya rabbim bu nasıl bir çağ?
Bu nasıl bir zaman?
Ağlasam temizlenir mi ki üzerime sinen bu çaresizlik?
Bu suskunluk, bu zilletlik, bu acizlik...?
Artık hangi yorgun bir kavramla anlatabilirim ki acizliğimi?
Yaşamak, anneme sarılmak, cam kenarında babamı beklemek, kocaman hayaller kurmak...
Tek bir bomba sesiyle...
Ölümü solumak (!)
Babasız kalmak...
Üşümek ve bir daha üşümek...
Ah diyorum sonra
Kalbimi yerinden söküp atsın bu sızı...
Taşlaşmış, duyarsızlaşmış kalbimi...
Utanç vesilesi cümleler bunlar...
Yerin dibine geçirircesine utanç verici cümleler...
Ama ne yapmalı?
Eli kolu bağlı bir şekilde yerinden çivi yemişcesine çakılı mı kalmalı?
Kendi acizliğimde gömülüp kırk kilitli odalara utancımımı saklamalı?
Ağlıyorum sonra,
İçime içime ağlıyorum...
Olmuyor işte,
Su yükselmiyor
Gemi kurtulmuyor...
Hiçbir şey değişmiyor,
Hiçbir şey değiştirmiyorum,
Gücüm yetmiyor...
Tükeniyorum...
12.05.25- 07:48