Çıldırmamak için elinden gelenlerin fazlasını yapıyordu. Biliyordu ki, bir düşünceyi ne kadar çok düşünürse onun sonunda esiri olup onun bir parçası olmuş oluyordu. Zaman zaman düşüncelerinden arınıyor fakat daha sonra daha yoğun bir biçimde onun esiri oluyordu. Kendini tutmaya çalışıyor fakat, bu gelişen olaylar onu büyük bir hastalığa itiyordu. Kişilik bölünmesi yaşıyordu. Dün ne yaptığını hatırlamıyor. Üstelik uyandığı yere nasıl geldiğini bilmiyordu.
O gün ne olmuştu? Buraya nasıl gelmişti?
Başında inanılmaz bir ağrı vardı. Düşünmeye hatırlamaya çalıştıkça baş ağrısı artmıştı. En sonunda bayıldı. Çünkü, yaratığı karekterler o kadar çok gelişmişti ki. Ona izin vermemişlerdi...