Soyut ile somut anlamın iç içe geçtiği, kendine ve çevresindekilerin hayatlarına yolculuğu konu alan kısa ve etkileyici bir eseri En Uzun Yol.
Kitapta, kendisinin gözünden baktığımız karakter var ve diğerleri. Bu diğer karakterlerden en önemlisi, Ananda. Peki ama neden Ananda? Öncelikle onun cevabını hemen yazalım, kaynak wikipedia.
Alışmak demişken, aklıma takıldı da, gözden ırak olan sahiden gönülden de ırak oluyorsa ve insan yanındakinin kıymetini bilmiyorsa ve bu yüzden alışmak, gözün gönle ihanetiyse, biz ne zaman kavuşacaktık?
Eli boş, kaybedecek narin bir çiçeği bile olmayan, hele ki incecik, her gözenekten geçebilen beton tozunu yutmuş insan, savunmasız ve bilinmeze gebe insan değilse neydi?
Mutluk Ustasının Çırağı Hakan Bey ile tanışma eserim oldu. Kendisini bu eseri sayesinde tanıdım ve diğer eserlerine de şans vereceğim.
Biraz realist biraz ise kurgusal bir roman olan Mutluluk Ustasının Çırağı; herkesin her zaman göründüğü gibi olmadığını, yardım edenin amacının iyilik olup olmadığının bilinmezliğini okuyucuya gösteriyor. Özellikle ‘’ Güven ‘’ ve ‘’ Ahlaki Doğruluk ‘’ kavramlarını sorgulatan yazar, kitap sonuna dek yaşanan her olayda birer mesaj veriyor.
İlker Komiser, devlet içerisinde var olan yapılanmayı keşfettiği zaman, kendine sıkı bir ekip kurmuş her şeyi çözmeyi amaçlamıştı. Fuat Bey ise, doktorluk kariyerine yüksek prestijli bir hastanede özel bir bilim insanı olan Kayra Bey’in yanında başladığı için kendini çok şanslı hissediyordu. Bir sorun için bir araya gelen bu iki insan, zamanla olmak istedikleri yerden çok fazla uzaklaşmış olduklarını fark etmişti. Ama artık yol alınmış, iyi - kötü bazı olaylar yaşanmıştı…
Betimlemeleri ile, sanki romanın içerisinde bir kenarda izliyor hissi yaratan yazar, kullandığı üslup ile okuru sıkmıyor ve sürekli okuma hissiyatı yaratıyor. Yalın bir dille kaleme alınmış roman, hem polisiye olayları hem de içerdiği kısmi tıbbi bilgiler ile harika bir okuma sağlıyor.
Yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olsun.
Murat Bey’in basılan ilk şiir kitabı Anılar Sokağı.
İçerisinde aşka dair şiirleri olan Murat Bey, yeni ile eski dili harmanlayıp şiirlerinde buluşturmuş. Bazen eskilerden bir kelime ile şiire ahenk katıyor bazen ise sevgiye günümüz bakış açısı ile baktırıyor.
Eserin içerisinde olan şiirlerin hepsi, dörtlüklerden oluşuyor. Her şiirde aşkın ve yalnızlığın başka tasvirini okuyoruz. Örneğin bir yerde diyor ki:
‘’Deniz kenarında otururken düşünürdün
Vaktini harcadığın onca mevsimleri özlerdin’’
Bu alıntıladığım kısım en beğendiğim alıntılarından biri. Yaşarken kıymetini bilmediğimiz onca şeyi, eskiyip bir anı olunca değere bindiririz, ya da artık ulaşılamayacak olduğunda. Harcadığımız zamanı ve o zamanların hislerini özleriz. Bazen bir deniz kenarında, onları yad ederiz. Bu hissi sanırım en güzel açıklayan alıntılardan biri de bu Murat Emir’e ait olandır, bana göre.
Sizler için de bir şiirini aşağıya bırakıyorum. Dilerim ki kalemi daim, okuyucusu bol olur.
Kaldırımlarda yağmur sesleri
Her yerini sardı, şehrin sokaklarıyla
Damla damla akardı, gözyaşı gibi
Sel olurdu, taşardı gözlerden
Senin ayazında üşüyorum
Karanlığım içimi hapsediyor
Senin kanatlarında yükseliyorum
Havanın soğukluğu içimi sarıyor
Gülüşlerine gül yaprağı serdim
Anlardın, sevginin kaynağını
Bakışlarına menekşeleri getirdim
Anlardın, gözlerini ayırmazdın
Anılar SokağıMurat Emir Yıldız · Mergen Yayınları · 20242 okunma
Hayat, çaba harcandığı kadar değerlidir. Hiç çabasız bir şeye sahip olmak, belki de onun kıymetini bilmemek demektir. Emek harcanan her şey gözümüzde daha değerlidir.
Ailesi tarafından ilgisiz ve emeksiz bırakılmış genç, hayatın ona sunduğu güzellikleri göremiyordu. Çoğu şeyi günübirlikti. Sevmek nedir bilmiyor ve duygularını
Şiddetin Gölgesinde eseri, değerli bir psikiyatrist tarafından kaleme alınan; şiddettin hakim olduğu ailede büyüyen ve bunun neticesinde yanlışlara sürüklenen bir kadının hikayesini anlatıyor.
İrem, mutsuz bir ailede; kadının değersiz olduğu inancı ile büyümüş bir kadın. Tüm yanlışlar arasında doğruları aramış, bulabildikleri ile yetinmişti. Bulamadığı doğrular ise başına dert olmuş, ömrünün bir yarısını yanlış kişiler ve yanlış yerlerde geçirmesine neden olmuştu. Doğru yolu bulması ise, donanımlı bir psikoterapist sayesinde olmuştu.
Bu kısa roman, altını bolca çizdiğim bir eser oldu. Eser, birçok bilgi ve öğüt barındırıyor. Yalın anlatımla dile getirilen her bir bilgi, okuyucuda bir farkındalık yaratıyor. Sonuçların hangi nedenler sonucunda ortaya çıktığı, insanın neden ailesine benzerlere bulaştığı ve insanın kendisine inanmasının ve güvenmesinin gücünü anlatan akıcı, sarsıcı ve ufuk açan bir romandı.
Dilerim ki yazarın kalemi daim, okuyucusu bol olur.