Tuzaklarla dolu bu anektotta bütün işlevler yer değiştirmiştir
Yıllarca ülkesinden uzak kalmış genç bir adam, İran'a geri döndüğünde Tahran havaalanından çıkınca evine gitmek için bir taksiye biner. Yarı yolda şoföre, ilk tütüncüde durmasını söyler. "Tütüncüde ne yapacaksınız beyim?" diye sorar şoför. "Ne mi yapacağım? Sigara alacağım." "Sigara mı? Sigarayı camide satıyorlar." "Camide mi? Yahu cami Allah'ın evidir, oraya ibadet etmeye gidilmez mi?" "Yanlış beyim! İbadet etmek için üniversiteye gidilir." "Peki o zaman öğrenim nerede yapılıyor?" "Öğrenim hapiste yapılıyor, beyim." "Hapis hırsızların yeri değil mi?" "Yine yanlış beyim! Hırsızlar hükümete atanıyor." Tuzaklarla dolu bu anekdotta bütün işlevler yer değiştirmiştir. Din ticarileşmiş ve yavan bir yararlılık kazanmışken, üniversite siyasal dinsel bir sirk toplaşmasına dönüşür, hapishane bir öğrenim yeri, hükümet ise bir sabıkalı yuvası haline gelir