Hayatımızın en saklı yanlarını sinirlerimizi uyararak veya düşlerimizde baştan aşağı gizli bir şiddetle titreyerek çok, çok erken yaşlarda belirleyen şey katıksız rastlantılar değil midir?
Bilinçle kavradığımız ve yaptığımız şeylerin, bireysel gelişimimizle hiçbir ilkesi olmayan gizli kalmış duygusal izlenimlere kıyasla hayatımızın üzerindeki etkisi ne kadar az.
Bir gün, Güzellik ve Çirkinlik deniz kıyısında karşılaştılar. Biri, öbürüne "Haydi yıkanalım," dedi. Soyunup suya daldılar. Biraz sonra, Çirkinlik kıyıya çıkıp Güzelliğin giysilerini giydi ve yoluna devam etti. Güzellik de sudan çıktı. Giysilerini bulamayınca,
çıplak kalmaktan da çok utandığı için, Çirkinliğin giysilerine büründü. Sonra, kendi yoluna gitti. iste, gün bugündür, erkekler ve kadinlar Güzellikle Çirkinliği birbirine karıştırdılar.