Beni yoran şeyin ne olduğunu bir türlü bulamıyorum. Kendi içim de ki savaşı sanırım kaybettim. Çok eskiden beri ezbere bildiğim bir şarkının notası kadar huzur verici olan şeyin adını unuttum. Şakironun da dediği gibi me çi dît, me çi nedît. Ben sırtımı kendime dayamaktan iki büklüm oldum. Ama yinede kimseye gel sen taşı yükümü diyemedim. Ben insanların iyi niyetinin bile için de bir kötülük olabileceğini hakında var sayımlar yapıyorum artık. Yavaş yavaş aklımın beni tek ettiğini hissediyorum. İyi değilim. Daha önce hiç olmadığım kadar hemde. Sadece anneme sarılıp ağlamak geliyor içimden. Ama annesi için yaşayan bir kadın bunu yine annesi için yapamaz. Yine tek başımayım. Ve tek başına olmanın vermiş olduğu huzurun yanında yorgunluğu iliklerime kadar yaşıyorum. Ne istediğini çok iyi bilip hiç bir şey yapamamanın vermiş olduğu çaresizlik karşında sadece susuyorum. İyi değilim. Birgün tüm bu olanlar için kendimle yüzleşe bilecek kadar aklı selim olurmuyum bilmiyorum. Ama kendimi kendime ettiklerim için hiç bir zaman affetmeyeceğim. Bunu çok iyi biliyorum.