Dostoyevski keşke demenin ağırlığına şöyle değiniyor, Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil;Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır...
Son kadeh içilmiş,
Son söz edilmişti.
Bir düşünce sardı hepsini..
Bir hatıra,
Bir hirs,
Bir kıskançlık,
Bir yanıltı,
Bir kardeşlik,
Bir yanlışlık,
Bir kin,
Bir ümid,
Bir şey..
İnsana ait.
Bir kelimenin yanına bir kelime gelince,
Bir sesin yanına bir ses gelince,
Bir insanın yanına bir insan gelince..
Büyürler, büyürler, büyürler ölümden önce
Yaşadım da yoruldum, bir ağır-işçi gibi
Uyudum da uyandım, binlece kişi gibi
Bana düşünmek vardı, payıma onu aldım
İşledim de işledim bir hüner-işi gibi
Horlandı, beğenildi; inandım, alınmadım
Yolun geleceğini çizdim, geçmişi gibi
Zor dönemler olmadı-değil, olsundu, oldu,
Ne koştum ne de durdum, kaçak gidişi gibi
Bu konuyu burada bırakıyorsam birden,
Olmasın diyedir bir şeyin bitişi gibi.
Koca bir devleti yıktılar
Türlü oyun ile savaş ile
Ve sonra bir devlet kurdular
Kan ile zulüm ile..
Ecdadımın gölgesinde
Kendinizi gizlediniz
Ne kadar kanı bozuk
Ne kadar da zalimmişsiniz