Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ŞEYDA KOÇ

Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı.
Reklam
"Bence," dedi Bayan Elm sonunda, "kabalık etmek istemem ama... Bence sen biraz yolunu kaybettin." "Gece Yarısı Kütüphanesi'ne bu yüzden gelmedim mi zaten? Yolumu kaybettiğim için?" "Öyle tabii. Ama artık kaybolduğun yerde de kaybolmuş durumdasın. Yani fazla kayıpsın. Yaşamak istediğin hayatı bu şekilde bulamazsın. "
Diyeceğim o ki, tek bir şeyi farklı yapmak çoğu zaman her şeyi farklı yapmaktır. Tek bir hayatta, ne kadar çabalasak da, yaptıklarımızı tersine çeviremeyiz...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"İstemek," dedi ölçülü bir sesle, "ilginç bir sözcüktür. Yoksunluğu anlatır. Bazen o boşluğu başka bir şeyle doldururuz ve ilk baştaki istek bütünüyle kaybolur. Belki de senin sorunun istemek değil, yoksun olmak Belki de cidden yaşamak istediğin bir hayat var."
Dan de çocuk istiyordu. Nora kararsızdı. Anne olmak onu ölesiye korkutuyordu. Daha derin bir depresyona gireceğinden korkuyordu. Daha kendine bakmayı beceremezken, başka birine nasıl bakacaktı ki?
Reklam
İlgimi kaybetmeyecek kadar akıllı, hayalini kuracak kadar aptalım.
Yanlış kalbe girmeye çalışıyorsun, bir mezara iki ceset sığmaz.
Vaktimiz olduğunu düşünerek her şey erteliyoruz. İyiliği, mutluluğu, sevinci, sevdiğimize onu sevdiğimizi söylemeyi... Fakat zamanımızın az olduğunu bir şekilde öğrendiğimizde o küçücük zamana çaresizce her şeyi sığdırmaya çalışıyoruz. Keşke biraz içimizden geldiği gibi yaşasak.
Zamana yetişmek için insanları erteledin ama zaman sadece senin için hiçbir şey yapmadan, sadece aktı ve geçti.
Dünya çoğu zaman böyleydi. Kirli kalpli ve çıkarcı insanlar daima yollarını bulurlardı ama kaybettikleri şuydu ki; iyi biri olmanın nasıl huzurlu hissettirdiğini asla bilemeyeceklerdi.
Reklam
Kitaplar geçmişte de gelecekte de daima biraz büyülü ve saygı duyulması gereken şeylerdi.
Sizi duysalar da duymasalar da kitaplara karşı nazik olmak her zaman akıllıca bir davranıştı.
İş buraya kadar gelirse ölümümü ağırbaşlılık ve erdemle karşılayabileceğimi düşünmüştüm hep, tıpkı meydanda darağacına gidişini izlediğim sayısız kadın gibi. Ama böyle ölmenin, canlı canlı derinin yüzülmesinin ağırbaşlı ya da erdemli bir yanı yok.
Eğer bir yerlerde tanışman gereken biri varsa, bu şehir sizi mutlaka bir araya getirir.
Hayır! Sevdiği şey bilgi değildi; onun biçimi ve ifadesiydi. Bir kitabı, bir kitap olduğu için seviyordu. Kokusunu, biçimini, başlığını...
Eğer bir işi herhangi biri yapabiliyorsa ben zaten yaparım.Eğer bir işi hiç kimse yapamıyorsa bunu ben yapmalıyım. Ve hiç aklından çıkarma şans ancak cesurlara yardım eder!
Reklam
İlk düşüncesiyle son düşüncesi arasındaki fark kadardı insan. Terk ettiği ilk inançla tutunduğu son inanç arasındaki değişim kadar.
Güç , ilkelliğin en büyük sığınağıyken, dünyada hüküm süren dört mevsimden başka bir mevsim daha vardır: Güç Mevsimi! insanın elde ettiği güç, iktidar ,para vb. şeyler aslında onun gerçek kişiliğinin çiçek açmasını sağlayan mevsim değil miydi? İnsanın tohumu bozuksa, mevsimin suçu neydi?
Dünya güç dengesi üzerine kurulmuştur ve gücü elinde tutmak isteyen insanların mücadelesini anlatır tarih. Niye biliyor musunuz? Insanlar hala ilkel beyinleriyle karar veriyor. Bilinç altımızın gerçek patronu ilkel beynimiz. Bir tehlikeyi ve ya fırsatı anında fark eder ve ona göre davranırız. Güçlü olmak ve güçlü kalmak bu nedenle önemlidir. Şu zamana kadar hiçbir şey güçten daha etkili bir afrodizyak olmamıştır.
Hürrem, Kösem, Bihter, sen, ben bunları haketmedik. Tek suçumuz sefil insanların arasında soylu olmak!