Gotham’ın suçluları asla bu şehri tanımlayan şey olamazlar. Çünkü nihayetinde hepsi, tahmin edilebilir arzuları tarafından yönetilen basit ve korkak kişiler.
Birini son görüşünüz olduğunu bilseydiniz, derin anlamı olan bir şey mi söylerdiniz? Sizin için ne kadar önemli olduğunu mu paylaşırdınız? Yakıcı sorular mı sorardınız? Af mı dilerdiniz? Ona teşekkür mü ederdiniz?
İnsanlar, büyük kararlar alırken yedi nesil sonrasını düşünmemizi söyler, çünkü gelecekteki atalarımız -henüz gelmemiş olanlar, bir gün yaşlılar olacaklar ve bizim yaptığımız seçimler onların yaşamlarını şekillendirecek.
Ot içip video oyunları oynamaktan başka bir şey yapmayan erkeklere Kayıp Çocuklar deriz. Peter Pan’ın Varolmayan Ülke’deki çetesi gibi. Asla büyümeyen. Asla evden ayrılmayan. Asla bir işte tutunamayan.
Gece Yarısı Kütüphanesi; yaşam ile ölüm arasında olan bir genç kadının, kütüphaneden seçtiği ve yaşamak istediği hayatları deneyimleyerek gerçek hayata tutunma çabasını anlatıyor. Hayatta illaki geçmişteki anlarımızda bazı pişmanlıklarımız olmuştur. Acaba o gün onun kahve içme teklifini kabul etseydim acaba şu an nerde ve nasıl olurdum? Acaba lisedeyken yüzme kursuna veya voleybola devam etseydim şu an milli bir yüzücü veya milli voleybolcu olabilir miydim? Yüksek lisans yapsaydım şu an hangi okulda kimlerle olurdum? Ve daha birçok keşke veya acaba dediğimiz hayatları yaşasaydık; mutlaka o hayatlarda da bizi üzen veya oraya tam olarak ait olamamamıza sahip olan eksik yaşantılar olacaktı. O yüzden içinde bulunduğumuz hayatın eksi yönleri hep olacaktır; çünkü bütün yaşantılarda da vardı. Ama sonuçta biz hâlâ hayattayız ve hayat yaşamaya değer. Ve bu hayatta biz bilmesek de bize ihtiyacı olanlar var, bizim sayemizde hayatına iyi bir şekilde yön çizenler olacak.