Şahhüseyin Kocaman

Şahhüseyin Kocaman
@Shuseyin_
Political Science and International Relations
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm, Yalnız işitme duyusu kalır ortada. Asya kentleri yürür dururlar, Höyükler burnumda hızma. Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap! Tabanlarından kayıp duran sütunlar Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları: Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara. Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Sayfa 257Kitabı okudu
Reklam
Haşin bir uzlettir kurşun sonbahar, Hummalı alınlar serin camlarda. Ve kara sevdalı delikanlılar, Bekleşir... Bekleşir bu akşamlarda.
Sayfa 161Kitabı okudu
Vurulmuşum Düşüm , gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız
Sayfa 113Kitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Seni, anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni, anlatabilmek seni, Namussuza, haldan bilmez, Kahpe yalana.
Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne - üstüne, Tükür yüzüne cellâdın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile. Dayan rüsva etme beni.
Reklam
Açardın, Yalnızlığımda Mavi ve yeşil, Açardın. Tavşan kanı, kınalı - berrak. Yenerdim acıları, kahpelikleri... Gitmek, Gözlerinde gitmek sürgüne.
Maviye Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine Rüzgârda âsi, Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? H adi gel, Ay karanlık...
Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mı? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, Karanfil kokuyor cıgaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz, uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni...
Bilir misin acaba ne demiş tilki Kişi bir anda nasıl çarpılıverir Kuliste yarasını saran bir soytarı gibi Giderek nasıl anlaşılmaz olur sözleri
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Biz kırıldık daha da kırılırız Ama katil de bilmiyor öldürdüğünü Hırsız da bilmiyor çaldığını Biz yeni bir hayatın acemileriyiz Bütün bildiklerimiz yeniden biçimleniyor Şiirimiz, aşkımız yeniden, Son kötü günleri yaşıyoruz belki İlk güzel günleri de yaşarız belki Kekre bir şey var bu havada Geçmişle gelecek arasında Acıyla sevinç arasında Öfkeyle bağış arasında
Sayfa 112Kitabı okudu
Bir kan halkasından geçiyor ısınarak Boğazımdan dökülen sevda sözleri, Güzel olan her şeye sinmiş o kederden Özür mü zafer sesi mi teşekkürler mi?
Yaprak yaprak suçsuzluğunu Soyduğum serin bıldırcın Kuşlar dal değiştirdikçe Savunur kendini solgun, Aracısız bir ses gibi Sallanan aralık kadın Kuşlar dal değiştirdikçe Sokağı dönen gözleri Çalar çiniye çiniye
Gülün tam ortasında ağlıyorum Her akşam sokak ortasında öldükçe Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta Beni ayakta tutan gözlerinin Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum İstasyonda tiren oluyor biraz Ben bazan istasyonu bulamayan bir adamım Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum Her nasılsa sokağa düşmüş Kolumu kanadımı kırıyorum Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene
Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiçbir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini
Bu hükümet Pir Sultan'a pasaport vermiyor, Onu anladık. Yunus Emre'ye de Basın karti vermiyor, Onu da anladık. Ama bu hükümet Ferman çıkarmış Karacaoğlan'ı Otobüse bindirtmiyor.
Sayfa 299Kitabı okudu
Reklam
Gölgeme bak gölgeme Amma aşık, amma divane Oturmuş kanepesinde gurbet elin Kendini seyreder gözlerimde Amma aşık, ammna divane.
Sayfa 286Kitabı okudu
Durakta üç kişi Adam, Kadın ve Çocuk Adamın elleri ceplerinde Kadın çocuğun elini tutmuş Adam hüzünlü, hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü Kadın güzel, güzel anılar gibi güzel Çocuk güzel anılar gibi hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi güzel..
Misır onu bu toprağın tanrisı, Ortaçağ ise onu buranın iblisi olarak değerlendirebilirdi; Quaosidomo bu katedralin ruhuydu.
Sayfa 165Kitabı okudu
Bir kaç kurnaz ve işbilirin yanında bir sürü de Allah'in mübarek koyunları var.. Yaşamak ve yeryüzünde üç adımlık bir yer işgal etmekle mühim bir iş yaptıklarını zannederler. Kimisi gençliğine mağrurdur, kimisi ihtiyarlığına ve tecrübesizliğine dayanıp böbürlenir, kimisi eskiden neydim diye övünür;, kimisi ilerde neler olacağını ihsas ederek itibar kazanmak ister. Hepsi birden mahiyetini asla anlamadıkları bu değirmenin içinde yuvarlanıp giderler ve kainatın ekseninin kendilerinden geçtiğini vehmederler. Kimisinin de ihtiyarliktan çenesi düşmüştür, benim gibi gevezelik edip dururlar.
Içimdeki bu melun şeytan... Her şeyi imkansızliğı nispetinde bana cazip gösteren, beni olmayacak şeylerin hasretiyle kavuran bu korkunç his..
Sayfa 144Kitabı okudu
Bu hayatın bir manası olmak icap ederdi. Insan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir şey, doğayı izlemenin keyfini sürerek, arada bir de herhangi bir kitabın sayfalarını karıştırarak tek başına yaşamaktan daha hoş olamaz.