Duygu Turan

Duygu Turan

Duygu Turan

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet Öyküsü
Kimsenin Ölmediği Bir Cinayet ÖyküsüAli İpek
7.6/10 · 67 okunma
Reklam
Bu komediyle ilgili olarak Erdosain iki açıklama yapmıştı bana. Birincisi, deli numarası yapmanın ona acayip keyif verdiğini, bunun tıpkı "bir kadeh şarap içip arkadaşlarının önünde sarhoş taklidi yapan" bir adamın keyfine benzediğini söylemişti. Erdosain bu açıklamaları yaparken üzüntüyle sırıtmış ve akasya ağacından indiğinde, kılık değiştirip karnavala giden ve yabancıların karşısına çıkan ama onları güldürecek yerde aşağılayıcı bir cümle sarf eden bir adam gibi mahçup olduğunu söylemişti. "Kendimden o kadar tiksiniyordum ki intihar etmeyi düşündüm, silahım yanımda değildi diye üzüldüm. Sonra evde üstümü değiştirirken silahın zaten pantolonun cebinde olduğunu fark ettim.
87 syf.
·
Puan vermedi
·
412 günde okudu
Dafnis ile Hloi’nin Aşkı
Dafnis ile Hloi’nin AşkıLongos
7.7/10 · 990 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Duygu Turan

Duygu Turan

, bir kitabı okumaya başladı
Yedi Deli Adam
Yedi Deli AdamRoberto Arlt
8/10 · 149 okunma
Reklam
Evet, yeteneğim var belki ama canlılık yok bende, heves yok... İnsanı bir şeyleri gerçekleştirmeye sevk eden büyük bir yalandan ... ya da tuhaf bir düşten yoksunum.
Jacqueline Schectman: " tüm tehlikelerine rağmen bu, karanlık anne ikilisi, psikolojik gerekliliktir. Cocuklar, onların hoşgörüleri ve reddetmeleri ile hayatta kalmaktan fazlasını başarırlar; onların sayesinde büyürler. Oduncunun karısı, bağımsız olma, birey olma yönünde onları destekler " (Hansel ve Gretel)
Hansel ve Gretel de çocuğa sunulan bilinçdışı fantezinin, üstü örtülü bir "anne tarafından terk edilme" isteği ve bu isteğe karşı geliştirilen bir savunma olduğu düşünülebilir.
Bu ev ile ilgili yaşanan "cennetteymiş" hissi için Heuscher, "psikanalitik terminolojiyle: tam regresyon" der. ... Bettelheim'a göre ev anneyi temsil etmektedir; "Hansel ve Gretel'in mutlu bir şekilde ve kaygısızca kemirdikleri ev, bilinçdışında, vücudunu besin olarak sunan iyi anneyi temsil etmektedir."
Ernest Kris'in "egonun hizmetinde gerileme" kavramı, regrasyonun "savunma" yönünün yanısıra yaratıcılık gerektiren faaliyetler ile ilgisine açıklık getirmektedir. Kris, "rüyalarda ego üstünlüğünü bırakır ve birincil düşünce süreçleri kontrolü ele geçirir, oysa mizahta bu süreç egonun işlevinde devam eder" ifadesi ile regresyon tarafından bastırılmış ego ile egonun hizmetinde gerileme arasındaki zıtlığa dikkat çeker. Kris'e göre, rüya dışında da, normallik ile hastalık sınırı arasında, egonun üstünlüğünü kaybettiği, yetişkin bireyin tekrar çocuk olduğu ve "muhakeme yeteneğinin empoze ettiği sınırları görmezden gelme ve de hayal gücünü serbest bırakma hakkını" geri kazandığı sarhoşluk hali gibi pek çok durum vardır.
Reklam
Müzik kuramcıları, iletişimin bir değişkeninin diğeriyle uyumsuz olduğu bir ileti almanın; örneğin, yumuşak bir zarafetle çalışmak üzere yazılmış bir müzik parçasının sertçe ve gürültülü bir biçimde çalındığını duymanın yarattığı, son derece rahatsızlık verici tecrübeyi anlatmak için "karşıt söylem" terimini kullanır. İnsanların eşdeğer yaşantıları, sıkıştırılarak sarılma, ürkütücü bir gülümseme veya buz gibi iltifatları içerir. Beyin çatışan iki yaşantıyı işlemek için çırpınırken içorgansal tepkiye katlanmak zordur.
"Düşmandan, onun bizden nefret ettiği gibi nefret edersek sadece dünyanın kötülüğüne katkıda bulunmuş oluruz..... Bütün kötülüklerin ötekinde olduğuna ve kendinde hiç bulunmadığına inanan, kendisi ile düşmanı arasında hiçbir benzerlik görmeyen kişinin kaderinde trajik olarak düşmanına benzemek vardır."
Sınırda Kimsesiz, kurtarabileceği ve kendisini kurtaracağını ümit ettiği bir Kurbağa Prens'le evlenme eğilimindedir. Kurbağanın çaresizliğiyle özdeşleşir ve kendi ihtiyaç duyduğu şeyleri ona sağlamayı düşünebilir. Ne yazık ki nadiren gerçekleşir çünkü Kurbağa, kubağalıktan keyif alıyor olabilir. ... Münzevi, ona acıyacak ve onu kurtaracak bir Avcı arar. Sınırda Münzevi, Avcı'nın cesaretine hasretle bakar ve yatıştırıcı varlığına umutsuzca ihtiyaç duyar. Sınırda Kraliçe, şöhreti, zenginliği ve gücüyle ilgi çeken bir Kral ister. Bu nedenle bir narsistle evlenmesi daha olasıdır. Cadı, tahakkümü altına alıp kontrol edebileceği bir Balıkçı ister. Onun cesaretine hayranlık duyan ve iradesini onun emirlerine bırakan uşakvari bir partner seçer.
Münzevi, onu iyi tanımayanlara güçlü görünebilir çünkü diğer sınırda kişilerden farklı olarak, yalnız kalmaya tahammüllüdür.
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.