Saflar birbirine karışır, insanlar arasında yükselen duvarlar alçalır, araziler bölünür, iktidar paylaşılır, aydınlıklar yayılır, akıllar eşitlenir; toplumsal yapı demokratikleşir ve demokrasi sonunda kurumlara ve teamüllere rahatça nüfuz eder.
Bir yanda mal mülk, güç, boş zaman ve tüm bunlarla birlikte lüks arayışı, ince zevkler, zihinsel keyifler, sanata tapınma; diğer yanda emek, kalabalık ve cehalet vardı.
İnsanları çileden çıkaran hiç de iktidarın kullanımı ya da itaat alışkanlığı değildir; gayrimeşru olarak değerlendirdikleri bir gücün kullanımı ve gasp edilmiş, ayrıca zalim gördükleri bir iktidara itaattir