Hepimizin bir kişiliği var. Peki gerçekten bir kişilikten mi oluşuruz?
Kitabın konusu çok orijinal, başladığımda belki bu tür bir konu ile ilk kez karşılaşmış olmamdan kaynaklı, büyük bir şaşkınlık yaşadım.
Sandığımız kişi, sanmadığımız kişi, sandıkları kişi... Hepsi bir kişi mi, yoksa her birimiz birçok kişi miyiz? Herkes bizi, bizim
İtiraf ederim ki,neden kadınların bizi burnumuzdan, çaydanlığın kulpunu tuttukları kadar ustaca tutabilecek biçimde yaratıldıklarını anlamıyorum.Ya onların elleri buna göre yaratılmıştır, ya da bizim burunlarımız başka bir işe yaramaz.
Bu aralar yine hiç inceleme yapasım yok, fakat her incelememin bir amacı vardır: O yayına teşvik etmek ya da o yayının insanlara bir şey katmayacağını düşünürsem ve benimle aynı yahut benzer şeylerden hoşlanan insanlar varsa, vakit kaybetmelerini önlemek. Bu inceleme de teşvik için yazılanlardan.
Bu kadar zarif adam, bu kadar zarif kadın, bu kadar güzel bir dünyayı nasıl da becerikli kurmuşlar... Bir çocuk düşünün, yanakları al al. Gözleri henüz içinde ışıldayan yıldızları muhafaza eden, güldükçe dişleri papatya yaprağı gibi gözüken ve çilek reçeli yemiş. Evet evet çilek reçeli. Eli yüzü üstü başı reçel olmuş. Evet arkadaşlar bu taraflı bir yazı çünkü üstünü başını çileğe bulaştırmış misali bu dergide yazım hataları mevcut ve ben yazım hatalarını bunca sevimli şey içinde çilek reçeline benzettim.
Ne zaman İzdiham okusam okuma disiplinim kuvvetlenecek gibi bir inanç oluştu bende. Çünkü ben sitedeki gıpta edilecek birçok okur arkadaş gibi düzenli kitap okumuyorum ama iki sayısını da okuduğum ay bir sıçrama oluştu bende. Kalbim de zihnim de aradığını buldu! Dergide ne yok ki? Şiirleri ayrı güzel, günün bir kesitini anlatan yazıları ayrı güzel, replik derlemeleri ayrı güzel... Ölü bir serçeyi toprağa gömüp, o topraktan nasıl bir hikaye doğabileceğini hiç düşündünüz mü?
O kadar zevk alarak okudum ki, dünyadaki kötülüklerden bir an olsun uzaklaşıp kalbimde sevginin varlığını hissettim bir kez daha ve kuvvetle. Ve dedim bir kez daha: İYİ İNSANLAR İYİ Kİ VARLAR!
OKUYUN VE OKUTUN EFENDİM.