“Gıda açlığı yatıştırsın, içecekler susuzluğu gidersin, giysi soğuğu geçirmesin, evler kötü havalara karşı bir sığınak olsun diyedir. Bir ev kerpiçten mi yapılmıştır yoksa yaban soylu alaca mermerden mi; önemli değildir aslında. Bilesin ki insanın üstünü saman da örtebilir, altın yaldızlı tavanlar da; gereksiz bir çabanın süs diye, süsleme diye yarattığı her şeyi hor görün. Hayran olunacak tek şey ruhtur; büyük bir ruh için büyük hiçbir şey yoktur diye düşünün."
Bu ailede, morali kötü durumda olan rolüne mutlaka bir başkası talip olurdu.
Hep bir başkasının ruhunu tedavi etmek, başkasının acılarını teselli etmek gerekirdi.
Ve unutulmasın ki, ölüler ve hayatta olanlar arasındaki fark da sadece nicelikseldir ve bunun da fazla bir önemi yoktur. Her insanın ömrü boyunca payına, ölürken çığlığında ismini haykırabileceği sadece bir kişi düşer.